Şefaat, İslam inancına göre haktır ve gerçektir. Özellikle âhiret günü, Allah’ın izniyle peygamberler ve salih kulların bazı müminler için bağışlanma dilemesi olarak gerçekleşecektir. Bu, Kur’an’da ve sahih hadislerde açıkça yer almaktadır.

Şefaat Nedir?

Şefaat; Allah’a yakın olan kulların, günahkâr müminlerin affedilmesi veya derecelerinin yükseltilmesi için Allah’a niyazda bulunmasıdır. Bu, Allah’ın izniyle ve sadece O’nun razı olduğu kimseler için mümkün olur:

“İzni olmadan O’nun katında kim şefaat edebilir?” (Bakara, 2/255)
“Onlar ancak Allah’ın razı olduğu kimseye şefaat ederler.” (Enbiyâ, 21/28)

Mahşerde Şefaat Nasıl Olacak?

Mahşer günü; dehşetin, bekleyişin ve ilahi adaletin tecelli edeceği o anlarda, Peygamber Efendimiz (sav) “şefaat-i uzmâ” adı verilen büyük bir şefaatte bulunacak. Bu, tüm yaratılmışların hesabının başlaması için Allah’a niyazda bulunmasıdır. Kur’an’da bu şefaat, “makam-ı mahmûd” olarak geçer:

İman Edenin Kalbine Konan İlâhî Tat.
İman Edenin Kalbine Konan İlâhî Tat.
İçeriği Görüntüle

"Ve Rabbinin seni övülen bir makama ulaştırması için geceleyin nafile olarak namaz kıl." (İsrâ, 17/79)

Peygamberimiz (sav) ayrıca şöyle buyurmuştur:

“Şefaatim, ümmetimden büyük günah işleyenler içindir.” (Ebû Dâvûd, Tirmizî)

Ancak bu gerçek, müminin şefaate güvenip sorumluluklarını terk etmesi için değil; şefaate layık bir kul olmaya çalışması için bilinmelidir.