Hz. Muhammed Mustafa (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz, yalnızca sözleriyle değil, fiilleriyle, yaşayışıyla ve Allah Teâlâ'nın kudretiyle gerçekleşen mucizeleriyle de insanlara örnek olmuş, peygamberliğinin hak olduğunu açıkça göstermiştir. Onun mucizeleri, bir kitapta toplanamayacak kadar çok ve büyüktür. İslâm âlimleri bu mucizeleri “Kur’ân-ı Kerîm mucizesi”, “beşer üstü haber verme (gaybî mucizeler)”, “duâ mucizeleri”, “doğa olaylarını değiştiren mucizeler” ve “bedenî mucizeler” gibi başlıklarda toplamışlardır.
1. Kur’ân-ı Kerîm En Büyük Mucizedir
Kur’ân-ı Kerîm, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) en büyük mucizesidir. Zira hem lafzı hem mânâsı bakımından beşer üstüdür. Kur’ân’ın meydan okuyuşu, kıyamete kadar sürecek eşsiz bir mucizedir. Allah Teâlâ şöyle buyurur:
“De ki: Eğer bütün insanlar ve cinler bu Kur’an’ın bir benzerini getirmek için bir araya gelseler, andolsun ki, birbirlerine destek olsalar da onun benzerini getiremezler.” (İsrâ, 88)
Kur’ân’ın fasih ve beliğ üslubu, onun ilahî menşeini gösterir. Asırlar boyunca Kur’ân’a benzer bir söz söylemek isteyen nice hatip, şair, filozof ve muhalif kişi aciz kalmıştır. Kur’ân’ın verdiği gaybî haberlerin gerçekleşmesi de bu ilahî kelâmın mucizeliğini artırmıştır. Nitekim Rum Sûresi’nin başında Rumların kısa zamanda İran’a galip geleceği haber verilmiş (Rûm, 2-4), bu da aynen vuku bulmuştur.
2. Ayın Yarılması (İnşikak-ı Kamer)
En meşhur mucizelerden biri, Mekke müşriklerinin bir mucize istemesi üzerine gerçekleşen ayın yarılmasıdır. Bu hadise Kur’ân’da şöyle bildirilmiştir:
“Saat yaklaştı ve ay yarıldı.” (Kamer, 1)
Peygamber Efendimiz (s.a.v.), parmağıyla ayı işaret ettiğinde, ay ortadan ikiye ayrıldı. Her iki parça da bir süre göründü, sonra tekrar birleşti. Bu olayı bizzat gören müşrikler yine de inkâra devam ettiler ve “Bu bir sihirdir!” dediler. Oysa ayın yarılması, hem Mekke hem çevresindeki kabilelerce görülmüş ve tarihe geçmiş büyük bir mucizedir.
3. Parmaklarından Su Akması
Rasûlullah Efendimiz’in (s.a.v.) mübarek parmaklarından su akması da mucizelerindendir. Sahabe-i kiram, bir sefer esnasında susuz kalmışlardı. Rasûlullah (s.a.v.), bir kabın içine elini koydu ve parmaklarının arasından su fışkırmaya başladı. Bu suyla hem abdest aldılar hem de içtiler. Enes b. Mâlik (r.a.) şöyle anlatır:
“Peygamberimiz’in elini su kabına soktuğunu ve parmaklarının arasından suyun kaynamaya başladığını bizzat gördük. Yetmişten fazla kişi bu sudan istifade etti.” (Buhârî, Menâkıb, 25)
4. Az Yiyecekten Bereket Çıkması
Peygamberimiz (s.a.v.), azıcık bir yiyeceği yüzlerce kişiye yetecek şekilde bereketlendirmiştir. Hendek Savaşı esnasında Câbir b. Abdillah (r.a.), evine davet ettiği Rasûlullah için bir miktar un ve bir keçi kesmişti. Ancak Efendimiz, bütün ashâbı da davet etmiş ve bereket duası yapmıştı. Neticede 1000 kişilik ordu bu az yemekten doymuş, yemek de artmıştı. (Bkz. Buhârî, Megâzî, 28)
5. Ağaçların Emir Dinlemesi ve Konuşması
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) işaretiyle ağaçların yerinden hareket etmesi de mucizedir. Bir gün müşriklerden biri, O’nun peygamberliğine dair bir mucize görmek istedi. Peygamber Efendimiz, bir ağaca işaret ederek yanına gelmesini emretti. Ağaç yerinden söküldü ve Peygamberimizin yanına geldi. Sonra geri dön emriyle yerine döndü. (Bkz. Dârimî, Mukaddime, 6)
Yine Efendimiz’in (s.a.v.) konuştuğu ağaç, taş ve hatta devenin bile O’na karşı konuştuğu sahih rivayetlerle sabittir.
6. Gökteki Bulutun Gölgelemesi
Efendimiz (s.a.v.) daha peygamber olmadan önce bile ilahî koruma altındaydı. Şam yolculuğunda onu bir bulutun gölgelediği ve konakladığı ağacın dallarının eğilerek onu selamladığı, meşhur rahip Bahîra’nın gözlemleriyle tespit edilmiştir. Bu, O’nun daha çocuk yaşta farklı bir kimlik taşıdığının işaretidir.
7. Dua Mucizeleri ve Yağmur Duası
Peygamberimiz (s.a.v.), birçok kez duasıyla hastaları iyileştirmiş, kuraklığa çare olmuş, düşmanları bertaraf etmiştir. Bir gün Cuma hutbesi esnasında bir adam, kuraklıktan yakındı. Efendimiz dua etti, o anda yağmur başladı. Bir hafta sonra tekrar geldiğinde, bu sefer çok fazla yağmurdan yakınıldı, Efendimiz tekrar dua etti, yağmur durdu. (Buhârî, Cum’a, 35)
8. Hayvanların Teslimiyeti ve Konuşması
Develer, köpekler, ceylanlar ve hatta yılan gibi hayvanlar bile Peygamber Efendimiz’in emir ve izniyle davranmışlardır. Yine Uhud Savaşı'nda sahabenin terk ettiği bir an, Ebû Katâde'nin atı ile ilerleyen Rasûlullah’ın, atının adeta konuşur gibi yönelip “Seninle beraberim” dercesine savaşta O’na sadakatle eşlik etmesi mucizevi bir sahnedir.
Sonuç:
Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz’in mucizeleri yalnızca o dönemi değil, kıyamete kadar tüm ümmeti etkileyen ve doğruluğuna şahitlik eden ilahî işaretlerdir. Bu mucizeler, Allah’ın O’na olan sevgisinin ve kullarına olan rahmetinin delilleridir. Bizlere düşen, O’nun nübüvvetini ve hayatını öğrenmek, O’na salât ve selam getirmek ve hayatımızı O’nun sünnetine göre şekillendirmektir.