İslam’da günahların büyüklüğüne ya da küçüklüğüne göre değil, kime karşı işlendiğine göre değerlendirme yapılır. Bu anlayış, Allah Teâlâ’nın azametinin, kudretinin ve kullar üzerindeki sonsuz hakkının bir yansımasıdır. Zira “küçük” diye görülen bir günah, kimi zaman Allah’a karşı büyük bir isyana dönüşebilir.
Kur’an Ne Diyor?
Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyruluyor:
“Kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse onun mükâfatını görecek, kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse onun cezasını görecektir.”
(ez-Zilzâl, 7-8)
Bu âyet, hiçbir şeyin karşılıksız kalmayacağını, iyilikte ve kötülükte en küçük detayların bile hesaba katılacağını açıkça bildiriyor. O hâlde bir mü’minin, işlediği en küçük hatadan bile büyük bir titizlikle sakınması gerekir.
Sahâbeden ve Sâlihlerden Uyarılar
Kâsım bin Muhammed (r.a.) şöyle der:
“En büyük günahlardan biri, kişinin günahını hafif görmesidir.”
Bir mü’min, günahı küçümsemeye başladığında, kalbinde Allah korkusu azalır. Bu da zamanla daha büyük günahlara cesaret göstermesine sebep olur.
Lokman Hakîm’in şu öğüdü ise ibretlidir:
“Küçük işleri umursamazlık etme! Çünkü küçük, yarın büyüğe dönüşür.”
Bir damla birikir, zamanla sel olur. Aynı şekilde, önemsenmeyen küçük günahlar kalpte katılığa, amellerde gevşekliğe ve Allah’a karşı uzaklığa neden olur.
Mü’minle Fâcirin Günaha Bakışı
Abdullah ibn Mes’ûd (r.a.) şöyle buyurur:
“Mü’min, günahını, altında oturduğu ve sanki her an üzerine devrilme tehlikesi olan bir dağ gibi görür. Bu koca dağ, üzerime düşer mi diye korkar durur. Fâcir ise, günahını burnunun üzerinden geçen bir sinek gibi görür.”
(Buhârî, Deavât, 4)
İşte mü’minin takvâ hassasiyeti böyle olmalıdır. Günahını küçümseyen, Allah’ı da unutmuş demektir. Mü’min, küçük veya büyük demeden her günahtan kalbinde bir ürperti duyar.
⚖️ Terazide Bir Zerre
Kimi zaman bir zerre ağırlığında günah ya da sevap, mizanı bir yöne çevirir. Bu yüzden küçük görülen bir iyilik de, küçük sayılan bir kötülük de âhirette büyük bir sonuç doğurabilir.
Bilâl bin Sa‘d (r.a.):
“Günahın küçüklüğüne bakma! Fakat kime isyan ettiğine, kime karşı günah işlediğine bak!”
Asıl mesele, bir hatayı Allah’a karşı işliyor olmaktır. O halde mesele günahın türü değil, kime karşı neyi yaptığımızdır.
Sonuç: Günahı Küçümsemek, Takvânın Zıddıdır
Günahlar, kalbi karartan ve insanı Rabbinden uzaklaştıran perdelerdir. Mü’min, bu perdelerin en incesine dahi tahammül etmemelidir. Zira her günah, Allah’ın emirlerine karşı bir başkaldırıdır.
Bu sebeple mü’minin görevi:
-
Günahı küçük görmemek,
-
Allah’tan hayâ etmek,
-
Tevbe ve istiğfara yönelmek,
-
En küçük hatayı bile ciddiyetle terk etmektir.
📌 Çünkü:
“Allah’tan hakkıyla ancak âlim kulları korkar.”
(Fâtır, 28)