İnsan, yaratılışı gereği yaşama hakkına sahip ve bu hak Allah tarafından lütfedilmiş en temel haktır. Dünyaya, Yaratan’ını tanımak ve O’nun gösterdiği yolda yaşamak amacıyla gönderilen insanın doğum ve ölüm vakti, onun elinde olmayıp ilahi bir takdirin parçasıdır. İnsanın gerçek yetkisi, yaşamı boyunca Allah’a kulluk etmek ve O’nun katındaki değerini artırmaktır.
İslam düşüncesinde temel haklar, insanlara doğrudan ait ve tasarruf edilebilir haklar olmayıp, Allah’ın emaneti olarak kabul edilir. Yaşama hakkı da bu emanetlerdendir. Rengi, ırkı ya da sosyal konumu ne olursa olsun her insanın hayatı dokunulmazdır. Savaş, isyan gibi toplum düzenini tehdit eden haller dışında yaşama hakkına müdahale kabul edilmez. İnançsızlık tek başına savaş sebebi sayılmaz; bu da yaşama hakkına verilen önemin bir göstergesidir.
İntihar ise, kişinin kendi yaşamına son vermesi anlamına gelir ve İslam’da büyük günahlardan biridir. Kur’an-ı Kerim’de bir cana kıymanın bütün insanları öldürmek kadar ağır bir suç olduğu belirtilir (Mâide, 32). Hz. Peygamber’in hadislerinde intihar edenlerin cehennemde ebedi kalacağı vurgulanmıştır. Müslümanın sabrı ve Allah’a güveni hayatının temel direklerindendir; zorluklara karşı sabır, Allah katında büyük bir değerdir (Bakara 155, 177; Hac 35).
Ölüm orucu tutmak ve böylece hayatı sona erdirme girişimleri de intihar hükmünde değerlendirilir. Ancak savaşta kendini tehlikeye atmak veya başka sebeplerle ölümü isteyen davranışlar tartışmalı olmakla birlikte, öldürme ve cinayet olarak kabul edilir. Tıbbi müdahale amacıyla hayatı sonlandırma (ötanazi) ise dinen tasvip edilmez.
İntihar eden kişinin cenaze namazı kılınıp kılınmayacağı konusu da İslam alimleri arasında görüş ayrılığına sahiptir. Genel kanaat intihar edenin cenaze namazının kılınması yönündedir; çünkü iman ve küfür kişinin niyeti ve inancıyla alakalıdır ve intihar imandan çıkmak anlamına gelmez. Ancak bazı alimler, Peygamber Efendimiz’in intihar edenin cenaze namazını kıldırmaması örneğine dayanarak, devlet erkanının kılmaması gerektiğini belirtirler.
İslam, insanın yaratılışını, yaşama amacını ve ahiret hayatını açıklayarak, hayatın her yönüne anlam kazandırır. Bu bilinç sayesinde Müslüman toplumlarda intihar vakaları oldukça azdır. Ancak İslam inancının zayıfladığı, toplumsal sorunların arttığı ve manevi değerlerin erozyona uğradığı toplumlarda intihar oranları yükselmektedir. İçki, uyuşturucu gibi faktörler de intiharı kolaylaştırır.
Özetle, İslam’da yaşama hakkı kutsal bir emanettir ve intihar büyük bir günahtır. Ancak kişinin akıbeti yalnızca Allah’a aittir. Müslümanlar sabırla hayatın zorluklarına göğüs germeli, umutsuzluğa kapılmamalıdır.