Dikkat edin! Öfke, Âdemoğlunun kalbinde bir ateştir. Öfkelenen kişinin gözlerinin kızardığını, boyun damarlarının şiştiğini görmez misiniz? Kim, öfkelenmeye başladığını hissederse, hemen otursun veya yatsın!” (Tirmizî, Fiten, 26/2191; İbn-i Mâce, Fiten, 18)

Rasûlullah’ın hayvanlara ve doğaya merhamet öğretileri
Rasûlullah’ın hayvanlara ve doğaya merhamet öğretileri
İçeriği Görüntüle

Yine Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:

“Biriniz kızdığında ayaktaysa otursun; öfkesi geçtiyse ne âlâ, aksi takdirde yatsın!” (Ebû Dâvûd, Edeb, 3/4782; Ahmed, V, 152)

Sahâbîlerin naklettiğine göre öfkeyi kontrol altına almanın en etkili yollarından biri de abdest almaktır. Ebû Vâil anlatıyor:

“Bir gün biz, Urve bin Muhammed’in yanına gitmiştik. Orada bir kişi, bâzı sözler söyleyip Urve’yi kızdırdı. Bunun üzerine Urve kalktı, ab­dest alıp yanımıza geldi ve Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizʼin şöyle buyurduğunu nakletti:

‘Öfke şeytandandır. Şeytan ise ateşten yaratılmıştır. Ateş, su ile söndürülür. O hâlde biriniz öfkelendiğinde abdest alsın!’ (Ebû Dâvûd, Edeb, 3/4784; Ahmed, IV, 226)

Bununla birlikte, öfkeyi yenebilmek ne kadar önemliyse, gerektiğinde Allah rızâsı için öfkelenmek de o kadar mühimdir. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- kendi nefsi için asla öfkelenmez, kimseyle münakaşaya girmezdi. Ancak başkasına veya ümmete ait bir hak çiğnendiğinde celâllenir, hattâ mübarek alnındaki damarı kabarırdı. Fakat hak ve adâlet yerini bulduktan sonra sükûnete kavuşurdu.

Bu rivayetler ve örnekler, Müslümanların öfkelerini kontrol altında tutmaları, şeytanın vesveselerine kapılmamaları ve nefsi değil hakkı gözeterek öfkelenmeleri gerektiğini göstermektedir. Öfkeyi sabır, sükûnet, abdest ve Allah rızâsını gözeterek yönetmek; imanlı bir hayatın vazgeçilmez esasları arasında yer almaktadır.