Değerli kardeşlerimiz, içki ve uyuşturucu müptelası olan kişiler için kurtuluş yolu, irade ve şuurla birleşmiş dua ve İslami bilinçten geçmektedir. Bir insan, kul olma bilincini kavrar ve Allah’ın emir ve yasaklarının önemini anlarsa, büyük günahlara girmesi mümkün olmaz. Bu noktada kişiye İslami bir şuur kazandırmak hayati önemdedir.
İslâm alimleri, dinin gayesini özetlerken beş temel maddeyi vurgulamışlardır: dini, aklı, nefs-i, nesli ve malı muhafaza etmek. Hamr yani sarhoşluk veren maddeler, bu beş gayeye doğrudan ters düşmektedir. Alkollü içkiler, uyuşturucular ve benzeri zararlı maddeler aklı ve dini etkiler, can ve nesli tehlikeye atar ve maddî açıdan da kişiyi zarara uğratır.
Hz. Peygamber (s.a.v.) buyurmuştur: “Sarhoşluk veren her şey haramdır.” Bu kapsamda sadece alkollü içki değil, eroin, kokain gibi uyuşturucular da dini açıdan haram kabul edilir. Merhum Ömer Nasuhi Bilmen, sarhoşluk veren ve vücuda zarar veren her şeyin yenilmesinin haram olduğunu belirtir ve bu maddeleri kullananlara ta’zir cezası uygulanmasını tavsiye eder.
İslâm, insanların alışkanlıklarını bir anda değiştirmelerini beklemediği için alkollü içkilerin yasaklanmasını tedricen gerçekleştirmiştir. Kur’an-ı Kerim’de bu doğrultuda beş ayet nazil olmuştur. Nahl Sûresi, Bakara Sûresi, Nisâ Sûresi ve Mâide Sûresi’nde içkinin zararları, namaz üzerindeki etkisi ve şeytanın insanları aldatma amacı açıklanmıştır. Mâide 90-91. ayetlerle alkollü içkilerin kesin olarak haram kılındığı belirtilmiştir.
Peygamber Efendimiz ve sahabeler, bu ayetlerin nüzulü ile içkiyi terk etmiş ve toplumdan tamamen kaldırmıştır. Hadislerde de “İçki kötülüklerin anasıdır” ve “Alkollü içki ile iman bir arada bulunmaz” gibi ifadelerle sarhoşluk veren her şeyin haramlığı vurgulanmıştır.
Modern tıp da İslâm’ın 1.400 yıl önce belirttiği hususları doğrulamaktadır. Alkollü içkiler gastrit, ülser, karaciğer ve beyin hasarı gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Amerikalı tıp profesörleri, beyin hücrelerindeki tahribatın ilk kadeh içkide başladığını ortaya koymuştur. Tarihî olarak da, 1919 yılında ABD’de alkolün yasaklanması bile başarıya ulaşamamıştır. Buna karşın Hz. Muhammed’in (s.a.v.) uyarıları, asırlar boyunca insanları içkinin zararlarından korumuştur.
Sonuç olarak, İslâmiyet ve modern bilim, sarhoşluk veren maddelerin zararlarını aynı doğrultuda ortaya koymakta; içki ve uyuşturucudan korunmanın yolu ise irade, dua ve İslami bilinçten geçmektedir.