Hayat, büyük bir imtihan sahnesidir. Kur’ân-ı Kerim bizlere, sayı çokluğuna aldanmadan hak ile bâtılı, helal ile haramı, temiz ile pisi ayırt etmenin önemini öğütler. Bu dünya geçici; asıl hedef, az ama tertemiz olandır. Peki, insan tercihini neye göre yapmalı?

Bu fânî dünyada iman ile küfür, hayır ile şer, adalet ile zulüm, doğru ile yanlış, hak ile batıl, temiz ile pis yan yana bulunur. İnsana da iki seçenek arasında özgürce tercih yapma imkânı verilmiştir. İşte kulluk imtihanının ruhu budur. Allah’a kullukta ölçümüz yalnızca iman, iyilik, adalet, temizlik, güzellik ve takvâ olmalıdır.

Kur’ân-ı Kerim, bu sınavın esasını net biçimde ortaya koyar. Mâide suresi 5. ayette Rabbimiz şöyle buyurur:
“Pis şeylerin çokluğu hoşuna gitse bile pis olanla temiz olan asla bir değildir. Ey selim akıl sahipleri, Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.”

Bu ayetin iniş sebebi, Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) içki ticareti yapan bir bedeviyi uyarmasıdır. O bedevi, içki satışından elde ettiği malı Allah yolunda harcamak istediğinde, Rasûlullah (s.a.v.) ona, “O mal, ancak temiz olan kabul edilir, haram olan ise Allah katında değersizdir,” buyurmuştur.

Temiz (tayyib) ve pis (habîs) kelimeleri, sadece maddi değil, manevi, ahlaki, ruhani her anlamda ayrımı ifade eder. Maddi temizlik helal olandır, haram ise pisti. Bir avuç helal, dünyalarca haramdan üstündür. Malın içinden haklar verilirse o temizdir, verilmezse pisliktir. Haram mal, israf, fitne ve fesat yollarında harcanan ise kesinlikle pisti.

Manevi temizlik ise imandır, takvâdır, Allah’a itaat ve güzel ahlaktır. Pislikler ise küfür, şirk, kibir, kin, haset gibi kalpteki karanlıklardır. Allah rızası için yapılan ameller temiz, gösteriş için yapılanlar ise pis amellerdir. Tasavvuf erbabı “Pis, mümini Allah’tan uzaklaştıran her şeydir; temiz ise Allah’a yaklaştıran her şeydir” der.

Dünyada pis olanlar, temizlerden çoktur. Nefs, genellikle pis olanlara meyleder. Peygamberimiz (s.a.v.) buyurur ki:
“Cennet nefsin hoşuna gitmediği şeylerle, cehennem ise nefsin hoşuna giden şeylerle çevrilmiştir.”

Elmalılı Hamdi Yazır, pis ve temiz şeylerin bolluğunu şöyle örnekler:
“Elmas boncuktan, alim cahilden, salih fasıkdan, insan hayvandan daha azdır. Fakat bazıları çokluğu sebebiyle kötüye sevinir, kötü ile iftihar eder. Oysa temiz olan temizdir, pis olan pisti.”

Ruhun durumu da böyledir. Allah’ı inkâr edenler ruhen pisliktir; iman edenler ise tertemizdir. Fakat gerçek anlamda tertemiz ruhlar azdır. Rabbimiz, “Hakkıyla şükredenler, iman edip salih amel işleyenler azdır,” der. Peygamberimiz de:
“İnsanlar develere benzer; yüz deve içinde yük taşıyacak bir deve zor bulunur,” buyurarak seçkinliği işaret eder.

Maddî dünyada pis olan şeyler bazen cazip gelir insana, fakat onları elde etmek, ebedî saadetten mahrumiyettir. Pis olanın çokluğu insana şaşırtıcı gelse de, onunla temiz olanlar eşit değildir.

Gökler, Yer ve Gölge: Hepsi Allah’a Secde Ediyor
Gökler, Yer ve Gölge: Hepsi Allah’a Secde Ediyor
İçeriği Görüntüle

Sonuç olarak, insan tercihini maddi çokluklara değil, manevi temizlik ve kalitenin ölçüsüne göre yapmalıdır. İman, ihsan ve takvâ, bu imtihanın en doğru yoludur.