Kur’an-ı Kerim’in en sarsıcı uyarılarından biri Hac Suresi’nin 46. ayetinde yankılanıyor:

Hac Suresi 46. Ayet (Arapça):
أَفَلَمْ يَسِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَتَكُونَ لَهُمْ قُلُوبٌ يَعْقِلُونَ بِهَا أَوْ آذَانٌ يَسْمَعُونَ بِهَا ۚ فَإِنَّهَا لَا تَعْمَى الْأَبْصَارُ وَلَٰكِن تَعْمَى الْقُلُوبُ الَّتِي فِي الصُّدُورِ

Meali:
“Yeryüzünde gezip dolaşmadılar mı ki, düşünecek kalpleri, işitecek kulakları olsun? Çünkü gerçekte gözler değil, göğüslerdeki kalpler kör olur.” (Hac, 22/46)

Hayırlı Nesiller İçin Manevî Eğitim Şart: Çocuklarımızı Hem Dünyaya Hem Âhirete Hazırlamak Mümkün mü?
Hayırlı Nesiller İçin Manevî Eğitim Şart: Çocuklarımızı Hem Dünyaya Hem Âhirete Hazırlamak Mümkün mü?
İçeriği Görüntüle

Bu ayet, sadece fiziksel görmenin değil, ibret alma yeteneğinin asıl merkezinin kalp olduğunu bildiriyor. Görmek, duymak yetmez; hakikati kavramak için kalbin uyanık olması gerekir. Önceki ümmetlerin – Âd, Semûd, Lût kavmi, Medyen halkı ve daha nicelerinin – peygamberlerini yalanlaması ve ardından helak edilmesi buna örnektir. Şimdi o yıkıntıların yerinde dolaşanlara Kur’an soruyor:
"Hiç mi ibret almazsınız?"

Tefsirler bu ayeti şöyle açıklıyor: Kalp, sadece duyguların değil, aklın ve kavrayışın da merkezidir. İnkârcıların kalpleri hakikate karşı öylesine mühürlenmiştir ki, gördükleri mucizeler, duydukları uyarılar bile onları sarsmaz. Zira “asıl körlük gözde değil, kalptedir.”

Şair Nesîmî’nin şu mısraları bu hakikati veciz biçimde özetler:
“Sûretin nakşında her kim görmedi nakkâşını,
Vâhib-i sûret anın gözsüz yaratmış başını.”

Bu ilahi mesaj, sadece kâfirleri değil, tüm insanlığı uyarıyor: Kalbinizi körleştirmeyin! Gözlerin açık olması yetmez; kalbinizle görün, kalbinizle anlayın.