Hayat, göçmen kuşlar gibi gelip geçen bir seyrin adıdır. Gidenler geri dönmüyor, gelenler durmuyor. İnsanlar ardı ardına âhiret yoluna uğurlanıyor. O büyük yolculuk, her canlının yazgısı. Herkesin varacağı son durak: Cenâb-ı Hakk’ın huzuru…

Âhiret; sadece bir geçiş değil, dehşetiyle yürekleri lime lime eden bir hesaba çekilme anıdır. Öyle ki o gün, çocukları ihtiyar hâle getirir. İnsan, en sevdiklerinden bile kaçmak ister. Kardeşinden, eşinden, evladından... Zira herkes “nefsî, nefsî” demekle meşguldür.

Cenâb-ı Hak buyurur:

“O gün kişi kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve evlatlarından kaçacaktır.”
(Abese, 34-36)

O gün; peygamberlerin bile titreyeceği, meleklerin hayretle bekleyeceği bir gündür. Çünkü o gün, Allah’ın celâl ve azametiyle tecellî edeceği bir gündür. O gün yeryüzü sarsılır, gökler yarılır, dağlar savrulur. Peki, kim dayanabilir?

“Ey insanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının! Çünkü kıyamet saatinin sarsıntısı büyük bir şeydir.”
(Hac, 1)

EMNİYET KİMLERE?

Korkunun kol gezdiği mahşer meydanında bir grup insan var ki onların kalbinde huzur, yüzlerinde aydınlık vardır. Onlar, bugünden o günü düşünenlerdir. Onlar:

  • Allah’tan gereğince korkanlar,

  • Günaha karşı titreyenler,

  • Dünyayı değil, âhireti tercih edenler,

  • Şehvânî arzularının peşinden değil, Rabbin rızasının peşinden koşanlardır.

Bu seçkin topluluk hakkında Rabbimiz şöyle buyurur:

“Rabbinin huzuruna korku içinde gelenlere iki cennet vardır.”
(Rahman, 46)

ELİ BOŞ GELENLERİN HÂLİ

Hayatını haksızlık, zulüm ve yolsuzlukla tüketenler; ne dünyada huzur bulabilir, ne de ahirette rahmet kapılarını aralayabilir. Eli boş, gönlü pişman, dili tutulmuş hâlde hesap verirler.

Keşke!
Keşke geri dönebilseler…
Keşke şu ömrü tekrar yaşayıp güzel amellerle doldurabilseler…
Ama artık çok geçtir.

“…Rabbim! Beni dünyaya geri gönder, tâ ki terk ettiğim iyi işleri yapayım!” Hayır, bu onun boş laflarından ibarettir.”
(Mü’minûn, 99-100)

ŞİMDİ NE YAPMALIYIZ?

Bugün biz, bizden öncekilerin yerindeyiz. Ama yarın, bizim yerimize de başkaları geçecek. Bu dünyada kalıcı değiliz. Yolcu olduğumuzun farkında olmalı, her günü son gün gibi yaşamalıyız.

Gidenler geri dönmüyor. Gelenler durmuyor.

Bu devran böyle sürüyor. Herkesin son durağı Allah’ın huzuru. O yüzden hayatı Allah’ın rızasına göre yaşamak, bizi o günün dehşetinden koruyacak tek azıktır.

Cennetten Yeryüzüne: İlk Peygamberin Kıssası.
Cennetten Yeryüzüne: İlk Peygamberin Kıssası.
İçeriği Görüntüle

💬 DUA İLE BİTİRELİM:

“Ya Rabbi, kalbimizi kaydırma. Bize hidayet ettikten sonra bizi kendine döndür. Bizi, gidenlerin ardından pişman olanlardan değil, sevdiklerine kavuşanlardan eyle. Âmin.”