Değerli kardeşimiz,

Kunut duası, herhangi bir şerden kurtulmak ya da hayrı elde etmek için namazda Allah’a sığınmak anlamına gelir. Fakihlerin çoğunluğuna göre kıtlık, salgın hastalık, düşman saldırısı gibi umumi felaket zamanlarında okunması sünnettir.

Hanefî ve Hanbelîler, sabah namazının farzının ikinci rekâtında rükûdan sonra,

Zaman Neden Hızla Akıp Geçiyor? Kıyamet İşareti mi, Bereketin Kaybolması mı?
Zaman Neden Hızla Akıp Geçiyor? Kıyamet İşareti mi, Bereketin Kaybolması mı?
İçeriği Görüntüle

Şafiîler, bütün farz namazların son rekâtında rükûdan sonra kunut duasını okurlar.

Peygamber Efendimiz (asm), normal zamanlarda vitir ve sabah namazlarında kunut yaparken; Müslümanların mağduriyet yaşadığı, savaş ve kıtlıkların arttığı dönemlerde bu uygulamayı artırır, sıkıntı sona erinceye kadar devam ederdi.

Tarihî rivayetlerde, Mekke’de esir edilen Müslümanlar için bir ay boyunca kunut yaptığı, Bir-i Maune faciasından sonra ise yetmiş Kur’an öğretmeninin şehid edilmesi üzerine İslam düşmanlarına karşı kunut duasına kırk gün devam ettiği aktarılır. Sahabiler de onun vefatından sonra bela ve musibet zamanlarında kunut uygulamasını sürdürmüşlerdir.

Cemaatle kılınan namazlarda imam kunutu sesli okur, cemaat ise açıktan “âmin” der. Hanefiler “Allahümme innâ nestînüke” duasını, diğer mezhepler ise “Allahümmehdinî fî men hedeyte” ile başlayan duayı okurlar.

İsrail’in Gazze’de işlediği katliam ve zulümlere karşı da Müslümanların hem fiilen hem de dua ile destek olması gerektiği belirtiliyor. Bu bağlamda kunut duası, zulmün sona ermesi ve mazlumların kurtuluşu için bir sığınak olarak görülmektedir.