Cuma namazı, Müslümanlar için haftalık bir bayram, ruhî bir yenilenme ve toplumsal birlik günüdür. Bu mübarek günde camiye erkenden gitmek, sadece erkânın bir gereği değil; aynı zamanda hadis-i şeriflerde defalarca vurgulanan büyük bir sevap vesilesidir.
Şeytan Geciktirmeye Çalışır, Melekler Kayda Geçer
Hz. Ali (radıyallahu anh), Kûfe’de yaptığı bir hutbede, bizzat Peygamber Efendimiz’den (s.a.v.) duyduğu şu müjdeyi aktarır:
“Cuma günü olduğunda şeytan, bayraklarını alıp pazara çıkar, insanları camiden alıkoymak için türlü vesveseler verir. Buna karşılık melekler ise sabahın erken saatlerinde camilerin kapılarına dizilir, gelenleri birer birer yazarlar. İlk gelenler birinci saatte gelenler, daha sonra gelenler ikinci, üçüncü saat diye sıralanır. Bu durum, imam hutbeye çıkana dek sürer...”
Bu rivayet, (Ebû Dâvûd, Salât, 209/1051) kaynağında yer almakta olup, sadece camiye gitmekle değil, ne zaman gidildiğiyle de mükâfatın şekillendiğini açıkça ortaya koymaktadır.
Sessizlik ve Tefekkürle Dinlemenin Ecri Katlanır
Hadisin devamında, camiye gelen kişinin oturuş şekli ve dikkatinin sevap miktarını belirlediği belirtilir. İmamı görebileceği ve sesini duyabileceği bir yere oturup huşû içinde, tam bir dikkatle hutbeyi dinleyen kimseye iki kat sevap verileceği bildirilir. Eğer kişi daha geride oturup imamı göremez ama yine de sessiz ve saygılı bir şekilde dinlerse, bir sevap alır. Fakat tam tersi şekilde, imamın sesini duyduğu hâlde dikkatini başka şeylere veren, gereksiz konuşmalar yapan kişi ise iki vebâl yüklenmiş olur.
Cuma Namazı Bir Müsabaka Gibi
Aslında cuma namazına hazırlanmak, manevi bir yarış gibidir. Sabahın erken saatlerinden itibaren camiye yönelen müminler, adeta meleklerin defterine ilk sıradan yazılmak için koşar. Bu yarışta öne çıkanlar, sadece ilk saatte gelenler değildir; aynı zamanda imamı can kulağıyla dinleyen, gafletten uzak duran kimselerdir.
Modern Hayatın Engellerine Rağmen Erken Gitmeye Teşvik
Yoğun iş hayatı, trafik, aile sorumlulukları gibi pek çok engel, günümüz insanını cuma namazına geç kalmaya yönlendirebilir. Ancak bu engellere rağmen vakti gelmeden önce camide hazır bulunmak, kişinin Allah’a olan saygısını ve bağlılığını gösterir. Meleklerin dahi deftere geçirdiği bu anı kaçırmamak, manevî kazanç açısından son derece önemlidir.
Ruhî Arınmanın Anahtarı Cuma’ya Vaktinde Gitmektir
Cuma namazı sadece bir toplu ibadet değildir; aynı zamanda bireyin iç dünyasını arındırdığı, haftalık bir muhasebe yaptığı özel bir zaman dilimidir. Camiye erken gitmek, bu ruhî hazırlığın da en güçlü adımıdır. Bu konuda Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) haber verdiği mükâfatlar, sadece bir tavsiye değil; aynı zamanda bir uyarı ve hatırlatmadır.