Allah’ın sevgisini kazanmak, insanın hem dünyasında hem de ahiretinde en büyük kazançtır. Çünkü dünya ve ahiret, Allah’ın elindedir ve O’nun sevgisini kazanan kişi her şeyi kazanır, O’nun sevgisini yitiren ise her şeyi kaybeder.
Ebû Hüreyre (r.a) rivayet ettiğine göre Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
“Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
‘Her kim bir dostuma düşmanlık ederse, ben de ona karşı harb ilan ederim. Kulum, kendisine farz kıldığım şeylerden daha sevimli bir şeyle bana yakınlık kazanamaz. Kulum bana nafile ibadetlerle durmadan yaklaşır, nihayet ben onu severim. Onu sevince de ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden ne isterse veririm; bana sığınırsa onu korurum.’” (Buhârî, Rikak 38)
Hadisi Nasıl Anlamalıyız?
Allah’a tam bağlılık içinde yaşayan, O’na dost olan kullar “veli” yani Allah dostu olarak adlandırılır. Böyle kimselere düşmanlık etmek, aslında Allah’a düşmanlık etmek anlamına gelir. Allah ise dostlarına düşmanlık edenlerle savaşacağını bildirmiştir. Bu, dostlarına düşmanlık edenin karşısında Allah’ın olduğunu ve böyle bir kişinin mutlaka zarar göreceğini gösterir.
Kur’ân-ı Kerim’de de sadece faiz yiyenlere değil, hadiste de belirtildiği gibi Allah dostlarına düşman olanlara harb ilan edileceği açıklanır. Bu durum, Allah’ın dostlarına düşmanlık etmenin ne denli büyük bir günah olduğunu ortaya koymaktadır. Böyle bir düşmanlık, insanı Allah’ın gazabına uğratır ve başarılı olma şansını sıfırlar.
Allah’a Nasıl Yaklaşılır?
Allah’a yakınlaşmanın temel yolu, O’nun emrettiği farz ibadetleri eksiksiz yerine getirmektir. Farzların yanında yapılan nafile ibadetler ise bu yakınlığı artırır. Farzları terk edip yalnızca nafile ibadetle meşgul olmak ise Allah’ın sevgisini kazanmayı sağlamaz.
Farzlarını yapan ve nafile ibadetlerle de gayret eden kişi, sürekli mücâhede halindedir. Bu sürekli gayret, sonunda Allah’ın sevgisini kazanmasına vesile olur. Allah, sevdiği kulunun hayatının her alanında yardımcı olur, onu korur, işlerini kolaylaştırır ve isteklerini yerine getirir.
“Ben Kulumu Gören Gözü, İşiten Kulağı Olurum”
Bu ifade, Allah’ın kulunun bedenine doğrudan girmesi anlamına gelmez. Aksine, ilahi yardımın o kulun hayatının her alanında tecelli edeceğini anlatan mecazi ve güçlü bir ifadedir.
Hadisten Öğrendiklerimiz:
-
Mücâhede, ibadet ve tâatle gerçekleşir; bunu başaran Allah’ın dostluğunu kazanır.
-
Allah dostlarına düşman olmak, Allah ile harbe girmek demektir ve büyük cür’etkârlıktır.
-
Farzları yerine getirmek Allah’a yakınlık sağlar, nafile ibadetler ise bu yakınlığı artırır.
-
Allah sevgisini kazanan kulun istekleri yerine gelir, her haliyle korunur.
-
Allah dostlarının duası makbuldür ve duaları kabul edilir.
Allah’a gönülden bağlılık, samimi ibadet ve sürekli çaba, insanı Allah’ın sevgisine ve korumasına ulaştırır. Bu sevgi, hem dünya hem de ahiret için en büyük kazançtır.