İslâm’ın temel öğretilerinden biri, ilmin üstünlüğüdür. Kur’ân-ı Kerîm’de, “Allah’tan ancak âlimler hakkıyla korkar” (Fâtır, 28) buyrulmuş; Peygamber Efendimiz de, “Allah’ım fayda vermeyen ilimden Sana sığınırım” (Müslim, Zikir, 73) diyerek, amelsiz ilmin tehlikesine dikkat çekmiştir.
Bugün ilim herkesin dilinde… “Çocuğum okusun, kültürlü olsun, dînini öğrensin” diyen çoktur. Lakin niyetin ihlâs ile yoğrulmadığı, ilmin amel ve güzel ahlakla desteklenmediği bir süreç, kişiyi kemale götürmek yerine gurura ve kibre sürükleyebilir.
📚 Kitap Yüklü Merkepler ve Modern Cahiliye
Kur’an, amelsiz âlimi “kitap yüklü merkebe” benzetir (el-Cum’a, 5). Bugün bilgiye ulaşmak kolaylaşsa da, aynı oranda ahlâkî çöküş yaşandığı bir hakikat. Şeyh Sâdî’nin sözü bu duruma tercüman olur:
“Ne kadar okursan oku, bilginle amel etmiyorsan câhilsin.”
⚔️ Hâlid Bin Velîd Örneği
Az ilmi olmasına rağmen teslimiyet ve samimiyetiyle gönüllerde taht kuran Hâlid Bin Velîd, “İman ve ihlâs olmadan ilim, fayda değil yük getirir” gerçeğini hatırlatıyor.
🐕 Bel’am Bin Bâûra İbretlik Kıssa
Kur’an’da zikredilen Bel’am Bin Bâûra, İsm-i Âzam duasını bilen büyük bir âlimdi. Fakat dünyaya meyledip nefsine uyunca, köpek gibi soluyan bir hale geldi (A’râf, 175-177). Bu kıssa, ilmin tek başına kişiyi kurtaramayacağının çarpıcı bir delilidir.
🌿 Sonuç:
İlim, mü’mini kemale taşıyan en güçlü araçlardan biridir. Ancak niyet, ihlâs ve amel ile birleşmediğinde faydasız, hatta zararlı olabilir. İslam’ın istediği, “bilgiye boğulmuş mütefekkirler” değil, “ilmiyle amel eden kâmil mü’minler”dir.
🔹 Peygamber Efendimizin duası, aslında bütün ilim yolcularına yol göstericidir:
“Allâh’ım, fayda vermeyen ilimden, huşû duymayan kalpten, doymak bilmeyen nefisten ve kabul edilmeyen duâdan Sana sığınırım.”