Tahammülsüzlük çoğu zaman anlık öfke ya da sabırsızlık olarak görülse de, aslında çok daha derin bir psikolojik arka plana dayanıyor. Psikolog Aslı Kanizi, bu durumun stres, kaygı, kontrol ihtiyacı ve geçmiş deneyimlerin etkisiyle şekillendiğini belirterek önemli uyarılarda bulundu.

Yoğun iş temposu, geleceğe dair endişeler ve zihinsel gerginlik, bireylerin tahammül seviyesini düşürüyor. Bu birikim, en küçük olumsuzlukların bile büyük bir tepkiye dönüşmesine yol açabiliyor. Özellikle mükemmeliyetçi kişilik yapısına sahip bireyler, planlarının aksaması durumunda hayal kırıklığı yaşayarak daha tahammülsüz bir tavır sergileyebiliyor.

Duygularını sağlıklı bir şekilde yönetemeyen kişiler de küçük olaylara aşırı tepkiler verebiliyor. Geçmişte travmatik deneyimler yaşayan bireylerin ise bugün karşılaştıkları olaylara karşı daha hassas ve kırılgan oldukları ifade ediliyor. Ayrıca fiziksel ve zihinsel yorgunluk da bu tabloyu ağırlaştırarak tükenmişlik sendromuna kapı aralıyor.

Son Kullanma Tarihi Geçmiş Diş Macunu Sağlığa Zararlı mı? Bilimsel Gerçekler ve Alternatif Kullanım Önerileri
Son Kullanma Tarihi Geçmiş Diş Macunu Sağlığa Zararlı mı? Bilimsel Gerçekler ve Alternatif Kullanım Önerileri
İçeriği Görüntüle

Kanizi, tahammülsüzlüğün yönetilebilecek bir süreç olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
"Tahammülsüzlük; stres, kontrol ihtiyacı, geçmiş travmalar ve duygusal düzenleme güçlüklerinin bir yansımasıdır. Zihnimizin verdiği bu sinyalleri fark etmek, hem kendimizle hem de çevremizle daha sağlıklı ilişkiler kurmamıza yardımcı olur. Unutmayalım ki tahammülsüzlük üzerinde çalışılabilen ve yönetilebilen bir durumdur."