Kadın, İslam’da ve tarih boyunca hayatın her alanında vazgeçilmez bir rol üstlenmiştir. Evin ziyneti, erkeğin örtüsü, çocuğun koruyucu meleği olan kadın, cennette Hazret-i Âdem’e (a.s.) gönüldaş ve ikram olarak verilmiş; böylece mânen de destek ve teselli kaynağı olmuştur. Kadın, sadece biyolojik anlamda ailenin devamını sağlamakla kalmayıp, toplumların sosyal, kültürel ve bilimsel yapısını şekillendiren en önemli aktörlerden biri olmuştur.

Kâinatın Dilinden İnsan’a Mektup
Kâinatın Dilinden İnsan’a Mektup
İçeriği Görüntüle

Tarih boyunca kadınların bilime, sanata ve sosyal hizmetlere yaptıkları katkılar pek çok medeniyette belgelidir. Eski Mısır’dan İslâm’ın altın çağlarına, Endülüs ve Bağdat’ın entelektüel çevrelerinden Anadolu Selçuklu dönemine kadar kadınlar, tıp, matematik, astronomi, edebiyat ve eğitim gibi birçok alanda öncü olmuşlardır. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hanımları, sahabe kadınları ve sonraki nesiller, ilim ve irfan sahasında örnek teşkil etmiş; eğitim ve öğretimde aktif roller almışlardır.

İslam medeniyetinde hem ilmi hem de sosyal alanda kadınların yeri oldukça büyüktür. Kadınlar sadece ev işleriyle sınırlı kalmamış, aynı zamanda hemşirelik, idari görevler, vakıf hizmetleri ve eğitim faaliyetlerinde etkin olmuştur. Tarihte Şifâ binti Abdullah, Rufeyde binti Sa’d, Nesîbe binti Ka’b gibi isimler, kadınların ilim ve sağlık alanındaki başarılarını ortaya koyar. Ayrıca Endülüs’te Wallada bint al-Mustakfî ve Lübana gibi isimler kültür ve bilim dünyasında önemli katkılar sağlamıştır.

Modern dünyada kadınlar, bilimden spora, eğitimden sivil savunmaya kadar her alanda varlıklarını sürdürmekte; ancak dünya süsü ve mal sevgisi gibi dünyevî tutkuların toplumu etkilemesi, ilim ve ahlâk alanında kadınların tarihsel rolünü gölgelemektedir. Buna rağmen kadınların mirası, sadece evde değil; toplumun her kesiminde üretken ve faydalı olmaya devam etmektedir.

Sonuç olarak, kadın hem ailede hem toplumda aktif, üretken ve etkili bir rol oynayan, geçmişten günümüze ilim ve hayır hizmetlerinde öncü bir figürdür. Onlardan öğrenmemiz gereken en önemli ders, kendilerine verilen zamanlarını sadece ev işleriyle sınırlamayıp, gelecek nesillere faydalı olacak ilmî ve hayrî eserler bırakma gayretidir.