Kadere iman, iman esasları içinde yer alan en ince ve derin hakikatlerden biridir. Mümin, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmakla, her şeyi Cenâb-ı Hakk’a verir. Ancak bu, insanın mesuliyetini ortadan kaldırmaz. Çünkü Allah, insana cüz’-i ihtiyarî yani irade vermiştir. İyilikler insanın iradesiyle gerçekleşir ama yaratan Allah’tır. Bu denge, insanı hem gururdan hem de sorumsuzluktan korur.
Peki, kadere iman insana nasıl mutluluk verir?
-
Musibetlerde Teselli: Başına gelen felâketleri Allah’ın takdiri bilerek sabreder, “Bunda da bir hayır vardır.” diyerek ümitsizliğe düşmez.
-
Hatalara Bakış: İnsan, geçmişteki yanlışlarını kader açısından değerlendirdiğinde, bunları ibret ve tevbe vesilesi görür; pişmanlığını rahmete dönüştürür.
-
Sonsuz Hedefler Karşısında Teskin: İnsan, sınırlı kudretiyle bütün arzularını gerçekleştiremeyeceğini bilir. Kadere iman, bu yükü Allah’a bırakma huzuru verir.
-
Gururdan Koruyucu: İyilikleri yapanın Allah olduğunu bilmek, kişiyi kibirden uzaklaştırır, tevazu sahibi yapar.
Bu yüzden, “Kadere iman eden, kederden emin olur” denilmiştir. Çünkü insanın en büyük huzur kaynağı, Rabbine teslimiyetle kalbinin rahat bulmasıdır.
📌 Not: Kadere iman, insanı pasifliğe sürüklemez. Bilakis şevk, gayret, sabır ve ümidi besler. Mümin, kaderi bahaneyle sorumluluktan kaçmaz; iyilikte kadere güvenip gurura da kapılmaz.