Glasgow’daki bilim insanlarının yürüttüğü araştırmalarda, akıl yetenek genlerinin yalnızca X kromozomu üzerinde bulunduğu tespit edildi. Kadın bireylerin iki X kromozomuna sahip olması, çocuklara zeka genlerini aktarma oranını erkeklerden daha yüksek kılıyor. Erkeklerde ise yalnızca bir X kromozomu bulunduğundan bu aktarım daha sınırlı gerçekleşiyor.
Laboratuvar ortamında fareler üzerinde yapılan deneylerde, anneden gelen genlerin beyin yapısını büyüttüğü, babadan gelen genlerin ise vücut gelişimini artırdığı gözlendi. Anneden aktarılan genlerin, düşünme, dil, planlama gibi işlevleri yöneten serebral kortekste aktif olduğu; babadan aktarılan genlerin ise saldırganlık, cinsellik ve beslenme gibi içgüdüsel işlevlerden sorumlu limbik sistemde daha etkili olduğu belirlendi.
1994’ten itibaren 14-22 yaş aralığındaki 12 bin genç üzerinde yapılan geniş çaplı araştırma da bu bulguları destekledi. Çalışmada, çocukların bilişsel yeteneklerini belirleyen en güçlü faktörün annenin IQ’su olduğu ortaya çıktı. Eğitim seviyesi, sosyoekonomik durum ve etnik köken hesaba katıldığında bile annenin zekası, en belirleyici unsur olarak öne çıktı.
Bilim insanları, zekânın %40 ila %60’ının kalıtsal olduğunu, geri kalanının ise çevresel faktörlerden etkilendiğini belirtiyor. Washington Üniversitesi’nde yürütülen bir başka çalışmada, anneleri tarafından desteklenen çocukların 13 yaş ortalamasında hipokampus (hafıza ve öğrenmeden sorumlu beyin bölgesi) hacminin %10 daha büyük olduğu gözlemlendi.
Araştırmacılar, zekâ genlerinin büyük oranda anneden aktarıldığını vurgularken, babaların da duygusal ve davranışsal aktarımda önemli rol oynadığını belirtiyor. Uzmanlara göre hem annelerin hem de babaların çocuklarına sağladıkları duygusal destek, zihinsel gelişim üzerinde büyük katkı sağlıyor.
