Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (asm) Ebû Hureyre'den (ra) aktardığı hadis-i şerife göre, Allah, bir kişinin din kardeşinin şerefi veya malı konusunda üzerinde bir hakkı olduğu durumlarda, Kıyamet Gününde bu hak kendisinden alınmadan önce helâllik dilemeye çalışan kişiye merhamet edecektir. O gün, dünya para birimleri olan dinar ve dirhem gibi maddi değerlerin bir önemi olmayacaktır. İnsanların kurtuluşu ve hesap günündeki durumları ise iyilikleriyle belirlenecektir. Eğer bir kişinin iyilikleri varsa, bu iyilikler hesap gününde ondan alınacak ve mükafat olarak kullanılacaktır. Ancak eğer bir kişinin iyilikleri yoksa, hak sahiplerinin kendisine yöneltilen haksızlıklarının günahları kendisine yüklenmiş olacaktır.
Bu hadis, insanların birbirleriyle olan ilişkilerinde adaleti, hak sahiplerinin hakkını verme konusundaki sorumluluğu ve günahların hesap gününde yüksek bir bedel olarak ödenmesi gerçeğini vurgulamaktadır. Allah, merhametinin bir ifadesi olarak, insanlardan birinin haklarına tecavüz ettiği durumlarda, mağdura helâllik dileme imkanı sunmuştur. Bu durumda, kişinin helâllik talep etmesi ve özür dilemesi, günahlarından kurtulmak için bir fırsat sunmaktadır.
İslam'ın temel öğretilerinden biri olan bu hadis, toplum içindeki ilişkilerin adil ve dürüst olmasının önemini vurgulamaktadır. İnsanlar arasındaki maddi ve manevi haklara saygı göstermek, hesap gününde bir rahmet ve huzur kaynağı olabilir. Bu nedenle, İslam'ın öğretilerine göre, insanlar birbirlerine karşı sorumlulukları olduğunu unutmamalı ve haklarını korumak için çaba sarf etmelidirler.