Arkadaşlar, bu video ile cehennemin en hafif azabının niteliklerini, bu azabı kimlerin yaşayacağını ve cehennem azabıyla ilgili ayet ve hadisleri paylaşmak istiyorum.

"Cehennem," kelime anlamı olarak "derin kuyu" demektir ve ahirette kâfirlerin sürekli olarak, günahkâr müminlerin ise işledikleri günahlara göre cezalandırılacağı yerdir.

Kur'an-ı Kerim'de inananlara Cennet vaat edildiği gibi, kâfir ve günahkâr kimselere de Cehennem vaat edilmiştir. Kâfirler, münafıklar ve müşrikler Cehennem'de ebedi olarak kalacaklar, ölmeyecekler ve azapları hafifletilmeyecektir. Tövbe etmeden ölen günahkâr müminler ise Cehennemde ebedi olarak kalmayacaklar. Günahlarına uygun şekilde azap görecekler ve sonra Cennete gireceklerdir.

Cehennem, ateşin insana büyük acı ve ızdırap verdiği bir yerdir. Bu nedenle kâfirlerin ve münafıkların cezası ateşle verilecektir. Cehennem, Allah'ın tutuşturulmuş ateşinin adıdır.

Cehenneme düşecek olan kişilerin azapları aynı olmayacak, her biri kendi durumuna göre farklı azap türleriyle cezalandırılacaktır. Bununla ilgili bazı ayetler şunları söyler:

"Allah'ın ayetlerini inkar edenleri bilin ki, onları yakında bir ateşe sokacağız. Onların derileri pişip acı duymaz hale geldikçe, derilerini değiştiririz ki acıyı duysunlar. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir." (Nisa, 56)

"Onların üstünde ateş tabakaları, altlarında da ateş tabakaları vardır. Allah kullarını bu azaptan korur. Ey kullarım, beni takva sahibi olarak anın!" (Zümer, 16)

"Cehennemde yüzleri çevrilirken: 'Keşke Allah'a ve Resulü'ne itaat etseydik' derler. Ve yalvarırlar: 'Rabbimiz, reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yoldan saptırdılar. Ey Rabbimiz, onlara iki kat azap ver ve büyük bir lanetle lânetle!'" (Ahzab, 66-68)

Mü’minin Hayat Boyu Süren İbadeti: Şeytanı Taşlamak
Mü’minin Hayat Boyu Süren İbadeti: Şeytanı Taşlamak
İçeriği Görüntüle

Bu manzaralar gerçekten dehşet vericidir. Yüzleri ateşin en koyu yerine maruz kalırken, vücutlarına acı ve ızdırap yayılır. Kâfirler yorgun ve pişman bir şekilde, zelil bir halde, günahlarını itiraf ederek acı içinde kıvranırlar.

Kıyamet günü, mahşer alanında ve cehennemde, azapların şiddeti kişinin günahlarının büyüklüğüne ve küfrünün şiddetine bağlıdır. Bir mümin de cehenneme gidebilir, ancak bu azap münafığın azabıyla aynı olmayacaktır.

Peki, Cehennemde en hafif azap ne demektir ve bu azabı yaşayacak olanlar kimlerdir?

Nu'man b. Beşîr'den (radıyallahu anh) rivayete göre, "Kıyamet gününde cehennemliklerin en hafif azabı, ayaklarının altına iki kor konulup da beyni kaynayan kişinin azabıdır. O kişi, kendisinden daha şiddetli bir azap gören olmadığını düşünecektir. Halbuki o, cehennemlikler arasındaki en hafif azaba maruz kalmaktadır." (Buhari, Enbiya 1, Rikak 51; Müslim, İman 362-364)

Cehennemde gözlemlenecek azap, kişinin dünyadaki küfürü ve isyanına bağlı olarak farklılık gösterecektir. Bu hadiste, kıyamet gününde ateş ehlinin en hafif azabını çekecek kişinin, ayaklarının altına iki kor koyularak beyninin kaynayacağı ifade edilmektedir. Bu kişi, kendi azabını diğerlerinden daha hafif görecektir. Ancak gerçekte, azap seviyesi diğer cehennemliklere göre daha düşük olacaktır. Eğer bu kişi, diğerlerinin azaplarını görebilseydi, kendi azabını daha hafif bulup teselli bulabilirdi.

Herkesin azabı kendisine şiddetli gelir çünkü herkes kendi acısını yaşar. Başkalarının durumunu bilemez çünkü herkes kendi sıkıntısı içindedir. En hafif azabı yaşayacak olan kişi hakkında kesin bilgiye sahip değiliz. Bu kişi, cehenneme girecek günahkâr bir mümin olabileceği gibi, kâfir bir kişi de olabilir. Bazı hadis yorumcuları, başka rivayetlerden yola çıkarak bu kişinin kâfirlerden olabileceğini ve bu kişinin Peygamberimiz'in amcası Ebû Tâlib olabileceğini belirtirler. Eğer bu azabı yaşayacak kişi bir mümin ise, günahının cezasını çektikten sonra sonunda cennete girecektir. Ancak eğer bir kâfir ise, azabı sürekli olacaktır.

Unutmayalım ki, ahiret konuları detaylı ve hassas konulardır. İlahi hükümler ve azaplar hakkında kesin bilgiye sahip değiliz. Allah'ın adaleti ve merhameti hakkında olumlu düşünceler taşımalıyız.