Semud kavmi, Nuh peygamberin oğlu Sam'ın soyundan gelen bir kavimdir. Hûd peygamberin vefatından sonra, Semud'un torunları Kuzey Arabistan'da bulunan Hicr mevkisine yerleşmişlerdir. Daha sonra Âd kavmi bölgesine göç eden Semud, orada ikinci Âd olarak anılmıştır.

Semud kavmi, geçimlerini Âd kavminin sahip olduğu nimetlerle sağlamıştır. Ancak onlar da Âd kavmi gibi gaflete ve dalalet içerisine düşmüşlerdir. Semud kavminin helakine sebep olan şey, kendi inşa ettikleri evlerin sağlam olmamasıdır. Kum üzerine binalar yapmışlardır. Buna karşılık, onlar sağlam kayalar üzerine yapılan binalara sahip olduklarını iddia etmişlerdir. Ayrıca, köşkler ve saraylar inşa etmiş, taşları oyarak çeşitli şekiller vermişlerdir. Tevhid inancını unutup Allah'a ortak koşmuşlar ve putlardan kendilerine tanrılar edinmişlerdir.

Semud kavminin lideri "Cenda" olarak bilinmektedir. Ancak Semud kavmi, Âd kavminin başına gelen felaketten ders almayarak Cenda'dan kendilerine eşsiz bir put yapmasını istemiştir. Cenda, bu isteği yerine getirmiştir. Büyük bir kayayı oyarak göz, sığır göğsü ve at ayağı şeklinde süslemiş, altın, gümüş ve mücevherlerle donatmıştır. Ardından kavim, bu puta tapacakları bir tapınak yapmışlardır. Vedd, Cedd, Hed, Şems, Menaf, Menat, Lât adında putlar edinmiş ve onlara tapmaya başlamışlardır.

Semud kavminin peygamberi Sâlih'dir. Sâlih, ticaretle uğraşan bir insan olup dürüstlüğü, iyiliği ve yetenekleriyle kavmi tarafından sevilen bir kişiydi. Kavmi, ondan büyük umutlarla gelecekte kendilerine lider olmasını bekliyordu. Ancak Allah ona peygamberlik vermiştir.

Sâlih peygamber, kırk yaşına geldiğinde Cebrail tarafından peygamberlik göreviyle görevlendirilmiştir.

SEMUD KAVMİ NEDEN HELAK OLDU?

Semûd kavmi, kendilerine gönderilen peygamberleri inkâr etmeye devam etti ve putlara tapmaya devam etti. Azgınlıkları ve isyanları arttıkça, Allah'ın azabı da yaklaştı. Semûd kavmi, helâk olma sebepleri arasında aşağıdaki nedenlerden dolayı cezalandırıldı:

Şirk ve Putperestlik: Semûd kavmi, tevhid inancından saparak Allah'a ortaklar koşmaya başladı. Putperestlik yaygınlaştı ve çeşitli putlar yaptılar. Bu putlara tapınmaya başladılar ve Allah'ın birliğini inkâr ettiler.

Yarın Olur Ama Sen Olmazsın: Hz. Ali’nin (r.a.) Zaman ve Ömür Uyarısı
Yarın Olur Ama Sen Olmazsın: Hz. Ali’nin (r.a.) Zaman ve Ömür Uyarısı
İçeriği Görüntüle

İtaatsizlik: Semûd kavmi, Allah'ın emirlerine ve peygamberleri Sâlih'in uyarılarına karşı isyan etti. Peygamberleri Sâlih'in tebliğine rağmen kötülüğe devam ettiler ve uyarılara kulak asmadılar.

Azgınlık ve Haddi Aşma: Semûd kavmi, ahlaki sınırları aştı ve ahlaki değerlere uymadı. Zulüm, haksızlık, fesat ve bozgunculuk yaygınlaştı. Toplum içindeki ahlaki çöküş, Semûd kavminin helâkine sebep oldu.

Sağlam Binalar Yapmamak: Semûd kavmi, Allah'ın nimetlerini kullanırken kibirlendiler ve sağlam binalar yapmamakla övündüler. Bu kibir ve israftan dolayı Allah'ın azabı onları yakaladı.

Allah'ın Peygamberine İsyan: Peygamberleri Sâlih'e karşı gelmeyi sürdürdüler ve onun uyarılarını dikkate almadılar. Peygamberleri ile alay ettiler ve onu yalancı olarak suçladılar.

Semûd kavmi, tüm bu sebeplerden dolayı Allah'ın gazabına uğradı ve büyük bir felaketle helâk oldu. Kavminin yerleşim bölgeleri yerle bir edildi ve toplumun çoğu öldü. Semûd kavmi, tarihteki azgınlıkları ve Allah'a isyanlarıyla ibretlik bir örnek olarak anılmaktadır.

Sonuç olarak, Semûd kavmi putperestlik, isyan, azgınlık ve ahlaki çöküş gibi sebeplerle helâk oldu. Peygamberleri Sâlih'in uyarılarını dikkate almayarak Allah'a isyan ettiler ve sonunda büyük bir felakete uğradılar. Semûd kavmi, helak olduktan sonra geride kalanlar için bir ibret ve öğüt niteliği taşıdı. Allah'ın azabına uğramış bir toplum olarak Semûd kavmi, gelecek nesillere ders olacak bir örnek teşkil etti.

Kuran'da Semûd kavmi hakkında birçok ayet bulunmaktadır. Örneğin, Semûd kavmi için şu şekilde bahsedilir: "Semud'a da kardeşleri Salih'i (gönderdik). Dedi ki: Ey kavmim, Allah'a kulluk edin; sizin O'ndan başka tanrınız yoktur. Elbette size açık bir delil (mucize) gelmiştir Rabbinizden. İşte Allah size, Allah'ın evinde güven içinde oturacağınız bir mescid yapmak istemiştir. Artık Allah'ın insanlar arasında size (açık bir delil) hakkı ile vereceği her şeyi isteyin. İyi bilin ki Allah, şüphesiz kullarını en iyi görendir" (A'raf Suresi, 73).

Semûd kavmi, peygamberleri Sâlih'in uyarılarını dikkate almadığı için helak olmuş bir toplum olarak anılmaktadır. Bu olay, insanlara Allah'a itaat etmenin önemini, peygamberlerin uyarılarını dinlemenin gerekliliğini ve kötü davranışların sonuçlarını hatırlatmak için kullanılan bir örnektir.

Semûd kavmi hikayesi, insanlara adalet, dürüstlük, sabır ve itaat gibi erdemlerin önemini anlatır. Aynı zamanda, putperestlik, isyan, azgınlık ve ahlaki çöküşün toplumları nasıl helak edebileceğini gösteren bir örnek olarak da kullanılır.

Sonuç olarak, Semûd kavmi, Allah'ın emirlerine isyan ederek putlara tapmaya devam ettiği için helak oldu. Bu hikaye, insanlara doğru yolu takip etmenin ve Allah'ın uyarılarını dikkate almanın önemini hatırlatmak için anlatılmaktadır. Semûd kavmi, tarihteki günahkar toplumlar arasında bir ibretlik örneği teşkil etmektedir.

Salih (aleyhisselam), Semud kavminin cehalet ve gafletine üzülmekteydi. Bir süre onları terk ederek aralarından ayrıldı. Dönüşünde Allah, Salih'in peygamberlik heybetini gösterdi ve kavmi bu heybetinden korktu. Salih, kavmin reisi olan Cenda'nın yanına gitti. Cenda, Salih'i imtihan etmek istedi ve ona bir kaya olan El-Kâtibe'yi göstererek, içinden kızıl tüylü, doğurmak üzere olan dişi bir deve çıkarmasını istedi. Kavmi de bu devenin sütünün yazın serin, kışın sıcak olmasını ve içenlerin şifa bulmasını, fakirlerin ise fakirlikten kurtulmasını istedi.

Semud kavmi toplandı ve Salih namaza durdu. Ardından kaya büyümeye başladı, sancılı sesler çıkardı ve içinden kızıl renkli bir deve çıktı. Salih, deveyi kavmine göstererek onlara Allah'ın mucizesini sundu. Deve, otlarla beslenirken diğer hayvanların ondan korkup kaçtığı, sütünü içenlerin şifa bulduğu ve fakirlerin fakirlikten kurtulduğu bir varlık oldu.

Ancak kavim içindeki nankörlük ve inkar devam etti. İki kadın, Salih'in devesini öldürmeye teşvik ettiler ve bir grup insan da bu teklifi kabul etti. Sonunda devenin öldürülmesi için bir grup pusuya yattı ve deveyi öldürdüler. Devenin yavrusu da kaçtı ve bir rivayete göre onu da öldürdüler.

Salih, bu olayı duyunca üzüldü ve kavmine hidayet için dua etti. Ancak kavmi, ona azap getirmesini istedi. Salih, kavmine dönerek onlara Allah'ın emriyle geldiğini ve uyarıda bulunduğunu söyledi. Ancak kavim inkar etti ve azabı hak etti.

Bu hikaye, Salih'in kavmini hidayete çağırmasına rağmen onların inkar etmeleri ve nankörlük etmeleri sonucunda Allah'ın azabına uğradıklarını anlatmaktadır. Aynı şekilde, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) da kavmine tebliğ yaparken inkar ve nankörlükle karşılaşmıştır.

Semud kavmi, Hz. Salih'in peygamberlik çağrısına rağmen inkar ve isyanlarında ısrar etmişler ve düzelmek için gösterilen çabalar sonuç vermemiştir. Bu nedenle ilahi azaba maruz kalmışlardır. Nihai azaba kadar üç gün daha süre tanındığı bildirilmiştir. Bu üç gün, Çarşamba, Perşembe ve Cuma günleridir. İlk gün yüzleri solacak, ikinci gün kızaracak, üçüncü gün ise kararacaktır. Dördüncü gün ise helak olacaklardır.

Azap gelmeden önce garip olaylar yaşanmıştır. Devenin bastığı yerlerden kan fışkırmış, yapraklar kızarmış, kuyu suyu kan kırmızısı olmuş ve isyankarların yüzleri solmuştur. Dokuz kişi, Hz. Salih'in sihir yaptığını iddia ederek onu ve ailesini öldürmeyi planlamışlardır. Ancak Hz. Salih haberi alarak ailesi ve müminlerle birlikte şehri terk etmiş ve bu olayla birlikte hicret gerçekleşmiştir. Dokuz kişilik grup, gece Hz. Salih'in evini kuşatmış ancak içeride kimseyi bulamayınca şaşkına dönmüşlerdir. Bunun üzerine Cebrail (Cebrâîl), Allah'ın emriyle onları taşlayarak öldürmüştür.

Azap, Semud kavmini yakalamış ve şiddetli bir sarsıntı sonucunda yurtlarında yüz üstü düşerek helak olmuşlardır. Şehir harabe haline dönmüş, Hz. Salih ve iman edenler (tahminen dört bin kişi) şehri terk etmişlerdir. Onlara Allah'ın rahmetiyle hem azaptan kurtuluş hem de zilletten kurtuluş olarak bir lütuf verilmiştir.

İnkarcılar ise ikinci gün yüzleri kızararak, üçüncü gün ise siyah kesilerek cezalandırılmışlardır. Korku ve dehşet içinde azabın nereden geleceğini beklemişlerdir. Allah Cebrail'e, onların muhkem binalarını alt üst etmesini emretmiştir. Zalimlerin evleri yerle bir olmuştur.

Semud kavmi, mal ve zenginliklerine güvenerek kurtulacaklarını düşünmüşlerdir, ancak ilahi azap gelince hiçbir fayda görememişlerdir. Malları onlara zarar vermeyi önleyememiştir.

Semud kavmi, diğer helak olan kavimler gibi ibret alınması gereken bir örnektir. İman etmeyenler helak olmuş ve büyük bir ders olduğu vurgulanmıştır.

Hz Salih'in kavmi olan Semud'un helakından sonra, Hz. Salih müminlere şu tavsiyede bulunmuştur: "Ey kavmim! Şüphesiz bu yer, Allah'ın gazap ettiği bir yerdir. Buradan hemen göç edin ve Allah'ın Harem'i olan Mekke'ye giderek emniyete kavuşun."

Bu uyarı üzerine, ilahi azaptan kurtulan müminler, ihram giyerek kızıl tüylü develerini yanlarına alarak yola çıkmışlardır. Telbiye getirerek Mekke'ye varmışlardır.

Müminler bir süre sonra harabe haline dönmüş olan şehre geri dönmüşlerdir. İnkarcılığın ve isyanın kötü sonucunu gözlemleyerek Allah'a şükretmişlerdir. Hz. Salih ve müminler, hicret ettikleri şehre geri dönmüş ve hayatlarının sonuna kadar orada kalmışlardır.

Semud kavmi, Allah'ın uyarılarını ve peygamberlerin çağrılarını inkar etmek suretiyle helak olmuş bir topluluktur. Onların hikayesi, Kur'an'da bir ibret örneği olarak anlatılmaktadır. İman etmeyenlerin azaba uğraması, iman edenlerin ise Allah'ın lütfu ve korumasıyla kurtuluşa ermesi bu hikayede vurgulanmaktadır.

Semud kavminin helak olma sebepleri şunlardır:

Küfürde direnmeleri ve peygamberleriyle alay etmeleri: Semud kavmi, Allah'ın gönderdiği peygamberleri reddetmiş ve onlarla alay etmiştir. Peygamberlerin uyarılarını dikkate almayarak inkarcılıkta direnmişlerdir.

Kibir ve azgın nefslerine tâbi olmaları: Semud kavmi, kibirli bir tutum sergileyerek kendi arzularına ve nefislerine uymuşlardır. Kendi görüşlerini, dinin görüşlerinden üstün tutmuşlardır.

Peygamberlerin çağrılarına kulak asmamaları: Semud kavmi, peygamberlerin davetine kulak vermemiş ve nasihatlerini dinlememiştir. Allah'ın emirlerini yerine getirmeyi reddetmişlerdir.

Deveyi öldüren dokuz azgın kişiyle birlikte olmaları: Semud kavmi içinde dokuz kişi, Allah'ın mucizesi olan deveyi öldürmüş ve diğerleri de onlara katılmıştır. Bu azgın kişilerin kötü etkisiyle toplum da sapkınlığa sürüklenmiştir.

Fesatçı kadınların etkisine uymaları: Semud kavmi, fesatçı kadınların sözlerine uymuş ve onların yönlendirmesiyle kötü yollara sapmışlardır. Bu durum onları sapıklığa sürüklemiştir.

İyi insanlara düşmanlık etmeleri: Semud kavmi, iyilik ehline kin beslemiş ve Hz. Salih'e "Sen peygamber olmadan önce başımıza felaketler gelmezdi" gibi sözlerle düşmanlık göstermişlerdir.

Dünya malına saplantıları: Semud kavmi, dünyevi zenginliklere takılı kalmış ve maddi değerlere aşırı düşkünlük göstermişlerdir. Ahiret kaygısı yerine dünyevi kazançları ön planda tutmuşlardır.

Ahitlerini bozmaları: Semud kavmi, Allah'ın mucizesini talep ederek iman etmeyi taahhüt etmişlerdir. Ancak sonradan ahitlerini bozarak imanlarını yerine getirmemişlerdir.

Emânete hıyanet etmeleri: Semud kavmi, Allah'ın emâneti olan deveyi öldürerek hıyanet etmişlerdir. Bu, büyük bir ihanet ve günah olmuştur.

Mâsiyet ehlinin yaptığı günâha rızâ gösterdiler. Deveyi dokuz kişi öldür­müş, diğerleri de buna mânî olmamışlardı.

Kul hakkına tecavüz etmeleri: Semud kavmi, başkalarının mallarını zorla ellerinden alarak kul hakkına tecavüz etmişlerdir. Bu şekilde haksızlık ve zulüm işlemişlerdir.

Şer odakları haline gelmeleri: Semud kavmi, fesat ve kötülük yayan bir toplum haline gelmiştir. İçlerindeki azgın kişilerin etkisiyle kötülükler artmış ve şer odakları haline gelmişlerdir.

Bu sebepler, Semud kavmini helak eden faktörler arasında yer almaktadır. Allah'ın peygamberlerini göndermesine rağmen uyarılara kulak asmayan, kötülüklerde ısrar eden ve ahitlerini bozan Semud kavmi, sonunda helak olmuş ve yok olmuştur. Bu olay, Allah'ın azabının inkar eden ve kötülük yapan toplumları nasıl cezalandırabileceğini gösteren bir örnektir.

Semûd kavmi, azgınlığı yüzünden peygamberini yalanladı!

Semûd kavmi, azgınlıkları sebebiyle peygamberlerini inkar etmişlerdir. Bu durumu ifade eden Şems Suresi'nin 11-15. ayetleri, aşağıdaki şekilde mealen anlatılmaktadır:

Semûd kavmi, azgınlıkları yüzünden peygamberlerini yalanladılar. Şöyle ki, en kötüleri ileri atılarak Allah'ın peygamberine, "Allah'ın devesini kesmekten ve onun su içmesini engellemekten sakının!" şeklinde uyarıda bulunuldu. Ancak kavim, bu uyarıyı reddedip deveyi kestiler. Bunun üzerine Rableri, günahlarının cezası olarak büyük bir azapla onları yerle bir etti. Kavmin bu yaptıklarından dolayı korku duymadılar.

Kur'an'ın mucizeliği, belağatından sonra en önemli temel özelliklerinden biri olan icazla birlikte ortaya çıkar. Kur'an-ı Hakim'de bu mucizevi icaz o kadar fazla ve güzeldir ki, inceleyenler karşısında hayret duyarlar. Örneğin, Şems Suresi'nin 11-15. ayetleri Semûd kavminin önemli ve olağanüstü olaylarını, sonuçlarını ve kötü sonlarını kısa birkaç cümleyle özlü bir şekilde anlatarak icazın sağlam temellerinden biri olan az sözle çok şey anlatma özelliğini ortaya koyar. Bu anlatım, akıcı, açık ve anlaşılır bir şekilde yapılmıştır ve anlamaya zarar vermez.

Semûd kavmi, azgınlıkları yüzünden Allah'ın gönderdiği peygamberi inkar etmiş ve onu yalanlamıştır. Şems Suresi'nin 11-15. ayetleri, bu olayı anlatarak sembolik bir dille kavmin cezasını ve sonunu tasvir etmektedir.

Semûd kavmi, peygamberleri Sâlih'in uyarılarına rağmen azgınlık içinde hareket etti ve onu yalanladı. Peygamberleri, halkı Allah'ın devesine zarar vermekten ve onun su içmesini engellemekten sakınmaları konusunda uyardı. Ancak kavim, peygamberlerinin uyarılarını görmezden gelerek deveyi kestiler. Bu isyanları ve günahları sebebiyle Allah, onları büyük bir azapla cezalandırdı. Rableri tarafından dümdüz edilen ve yok edilen kavim, sonlarının korkunç bir şekilde gerçekleştiğini gördü. Bu durumda bile kavim, işledikleri kötülüklerin sonucundan korku duymadılar.

Şems Suresi'nin 11-15. ayetleri, Kur'an'ın belagatinden ve mucizevi anlatımından sadece bir örnektir. Kur'an'ın ifade gücü, kısa ve öz cümlelerle derin anlamlar aktarabilme yeteneğiyle hayranlık uyandırır. Semûd kavmi olayı, bu az sözle çok şey anlatma özelliğini gösteren bir icazdır. Kur'an'ın anlaşılır, akıcı ve etkileyici bir dille anlatılan bu olayı, inceleyenler derin bir hayretle karşılar. Semûd kavminin isyanı ve sonuçları, icazın sağlam temellerini gösteren örneklerden sadece biridir.