Hac ibadetinde şeytanı taşlamak, sembolik bir uygulamadan çok daha fazlasını temsil eder. Bu ritüel, mü’minin hayatı boyunca sürdürmesi gereken bir mücadeleyi sembolize eder: Şeytana karşı daima teyakkuzda olmak ve onu manen taşlamak.
Kur’an-ı Kerim'de ve sünnette şeytanın, insanoğlunu Allah yolundan saptırmak için nasıl çeşitli vesveseler verdiği açıkça ifade edilir. Bu durumda mü’mine düşen görev, yalnızca hacda değil, ömrünün her safhasında bu düşmana karşı bilinçli ve sağlam bir duruş sergilemektir.
Peki bu duruş nasıl mümkün olur?
Şeytanla Mücadelede Mü’minin Yolu
-
Sâlih Ameller: Hayır ve iyilikle dolu bir yaşam tarzı, şeytanın kalbe sızmasını engelleyen en güçlü kalkandır. Mü’min, her fırsatta Allah rızası için amel işlemeli, böylece şeytana karşı manevî bir zırh kuşanmalıdır.
-
Temizlik: Hem maddî hem mânevî temizlik, şeytanın etkisini azaltır. Kalbi gafletten, dili yalandan ve bedeni haramdan uzak tutmak bu mücadelenin temelidir.
-
Allah’a Sığınmak: Her işe besmeleyle başlamak ve sık sık “Eûzü billâhi mine'ş-şeytânirracîm” diyerek Allah’a sığınmak, mü’minin şeytana karşı manevî siperi olur.
Gaflet Şeytanın Ekmeğidir
Mü’min bu mücadeleyi terk ederse, durum tersine döner: Bu kez şeytan, onu taşlamaya başlar. Şeytanın dostluğu kandırıcıdır, vaatleri yalandır. Ancak onun hilesine karşı daima uyanık olan kul, Allah’ın yardımıyla selâmete erer.