Cenab-ı Hak, Mü’minûn Suresi'nin 52-61. ayetlerinde Müslümanlara önemli bir ikazda bulunuyor. Allah Teâlâ, ümmetin birliğine dikkat çektikten sonra, insanların dini meselelerde ayrılığa düştüklerini ve her grubun kendi anlayışıyla yetinip, bununla mutmain olduğunu bildiriyor.

Özellikle 55 ve 56. ayetlerde dikkat çeken şu ifade yer alıyor:
“Onlar, kendilerine vermekte olduğumuz mal ve oğullar ile, onların hayırlarına mı koşuyoruz sanıyorlar? Hayır! Onlar bunun farkında değiller.”

Bu ayet, dünyalık nimetlerin bir lütuf değil, aynı zamanda bir imtihan olduğunu ortaya koyuyor. Hakiki hayır ise malda ve evlatta değil; Allah’a yönelmekte, O’nun azabından korkarak yaşamakta, iman ve ihlasla yapılan amellerde aranmalı.

İlgili ayetlerin devamında, gerçek müminlerin vasıfları sayılıyor:

Risale-i Nur’da yer alan bir açıklamada ise şu dikkat çekici ifadeye yer veriliyor:

“Dünyanın, Allah katında bir sinek kanadı kadar değeri olsaydı, kâfir bir yudum su içemezdi.”
Buradan hareketle, ebedi olan âhiretin, geçici dünya nimetlerinden çok daha kıymetli olduğu vurgulanıyor. Herkesin şahsi dünyası, âlem-i bekadan gelen ilahî bir nurla kıyaslandığında, değersiz kalıyor.

Bu ayetler, günümüz Müslümanına mal, evlat ve dünya sevgisi ile hakiki hayır arasında dikkatli bir denge kurması gerektiğini hatırlatıyor.

Kaynak: Görsel Haber