Kur’ân’ın Yaratılış Safhalarını Bildirmesi: 15 Asırlık Bilimsel Mucize
Kur’ân-ı Kerim’in insanın yaratılış safhalarını ortaya koyması, sadece bir anlatımdan ibaret değildir; bu, asırlardır hayretle karşılanan gerçek bir mucizedir. İnsanlık, modern bilimle ancak son yüzyıllarda ultrason ve benzeri teknikler sayesinde anne karnındaki embriyo gelişimini detaylı şekilde gözlemleyebilmiştir. Oysa Kur’ân, 1400 yıl önce adeta bir biyoloji kitabı gibi, insanın anne rahmindeki evrelerini bir bir saymıştır (Bkz. Hacc Suresi, 5. Ayet).
Cenâb-ı Hak, başka bir âyette de geleceği önceden haber veren üslûbu ile şöyle buyurur:
“(Atları, katırları ve merkepleri) binmeniz ve süs olması için yarattı. Allah, sizin şu anda bilemeyeceğiniz birçok şeyi yaratır.” (en-Nahl, 8)
Bu âyet, günümüzün araba, tren, uçak gibi ulaşım araçlarına 1400 yıl öncesinden işaret eden muazzam bir ilahi bilgidir. Gelecekte neler keşfedilip icat edileceği yalnızca Allah’ın ilmindedir. O, yaratan ve kullarını bu yaratışta birer vasıta kılan yüce Rabbimizdir.
Kur’ân-ı Kerim’de ayrıca, mahşer gününde herkesin hayatının tüm detaylarını kayıtlı bulacağı bir kitabın verileceği şöyle haber verilir:
“Oku kitabını! Bugün nefsin sana yeter.” (el-İsrâ, 14)
İnsanlar o anda hayatlarını yeniden seyredeceklerdir. Bugünün gelişmiş bilgisayarları, ses ve görüntü arşivleri bile, Kur’ân’ın bahsettiği ilahi kaydı tam anlamıyla karşılayamaz.
Sonuç olarak, Kur’ân-ı Kerim her zaman insanlığın önünde yürümekte, beşerî ilimler ise onun işaretlerini doğrulayıp arkadan takip etmektedir.