Unutkanlık, günümüzde birçok bireyin ortak şikâyetlerinden biri hâline geldi. Ancak Uzman Klinik Nöropsikolog Merve Türkkol’a göre, her unutkanlık masum olmayabilir. Türkkol, bu durumun bazen psikolojik bazen de nörolojik nedenlere dayanabileceğini ifade ederek, ayırıcı tanının ve profesyonel değerlendirmenin önemine dikkat çekti.
Türkkol, unutkanlığın beynin bilgiyle baş etme sürecinin doğal bir parçası olduğunu belirtirken, zaman zaman yaşanan kelime bulma güçlüğü ya da eşyaların yerini unutma gibi durumların genellikle stres, dikkat dağınıklığı veya uykusuzluk gibi faktörlere bağlı geliştiğini söyledi. Ancak bu tür durumlar kişinin günlük işlevselliğini etkilemeye başladıysa ve giderek artıyorsa, ciddi bir tablonun habercisi olabileceğinin altını çizdi.
Psikolojik mi Nörolojik mi? Tanı Süreci Hayati Öneme Sahip
Unutkanlığa sebep olan psikolojik nedenler arasında stres, anksiyete, depresyon ve travmaların öne çıktığını vurgulayan Türkkol, depresyondaki bazı bireylerde “psödodemans” adı verilen, unutkanlıkla seyreden ama organik temeli olmayan bir tabloya rastlandığını dile getirdi. Bu kişiler bellekte ciddi bir sorun olduğunu düşünseler de nörolojik testler genellikle normal çıkıyor.
Nörolojik nedenli unutkanlığın ise Alzheimer gibi demans türlerinde görüldüğünü ifade eden Türkkol, bu tür hastalıkların kalıcı ve ilerleyici özellikte olduğuna işaret etti. Yakın geçmişe dair bilgilerin hatırlanamaması, dil ve planlama becerilerindeki bozulmalar, nörolojik nedenli unutkanlığın tipik özelliklerinden.
Multidisipliner Değerlendirme Şart
Unutkanlık şikâyetiyle başvuran bireylerde öncelikle detaylı öykü alındığını, ardından psikolojik ve nörolojik testlerin uygulandığını aktaran Türkkol, Beck Depresyon ve Anksiyete ölçekleriyle ruhsal durumun ölçüldüğünü, nöropsikolojik testlerle de bellek ve dikkat gibi bilişsel alanların objektif olarak değerlendirildiğini söyledi.
Bazı bireylerde bilgiyi ilk öğrenmede zorlanma gözlense de tekrarlarla performansın artması, psikojenik (psikolojik kaynaklı) unutkanlığa işaret edebilir. Ancak bu durum demansın erken evresinde de görülebileceğinden dikkatle ele alınmalı.
Terapiler Belleği Güçlendiriyor, Özgüveni Yeniden İnşa Ediyor
Psikolojik unutkanlık yaşayan bireylerde Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) ve Mindfulness temelli programların etkili olduğunu söyleyen Türkkol, terapi sürecinin sadece unutkanlıkla değil, kişinin özgüveni ve zihinsel esnekliğiyle de ilgilendiğini belirtti. Ayrıca ciddi durumlarda farmakolojik desteğin de tedaviye eklenebileceğini ifade etti.
İhmal Edilen Unutkanlık, Tehlikeli Sonuçlara Yol Açabilir
Psikolojik kökenli unutkanlığın hafife alındığında bireyin sosyal ve mesleki yaşamını olumsuz etkileyebileceğini vurgulayan Türkkol, bu durumun zamanla daha ciddi ruhsal bozukluklara evrilebileceğini ifade etti. Ayrıca nörolojik hastalıkların, psikolojik sanılarak gözden kaçabileceğine dikkat çekti.
Sonuç olarak, her unutkanlık geçici bir dikkatsizlikten ibaret olmayabilir. Uzmanlar, unutkanlık şikâyetinin sistematik şekilde değerlendirilmesini ve gerektiğinde multidisipliner yaklaşımla tedavi sürecinin planlanmasını öneriyor