Henüz vakit girmeden abdest alıp namaza hazır bulunmak önemlidir. Ancak özür sahipleri abdestlerini vakit girdikten sonra alırlar.
Abdest alırken kimseden yardım istememek gerekmektedir. Yani abdest ibadetini, başka birinin yardımı olmaksızın bizzat kendimiz yapmaya çalışmalıyız. Ancak hastalık gibi başkalarının yardımını zaruri kılan durumlar bunun dışındadır. Ayrıca, kişi kendisi yardım talep etmeden, başka birinin gönüllü olarak yardım etmesinde bir sakınca yoktur. Bu durumda adabın ihlal edilmediği kabul edilir.
Öyle ki, ashabın bazıları Resulullah Efendimize yardım istemeden abdest alırken ibrikle su dökmüş ve bu durumda dua-yı Nebeviye nail olmuşlardır. Bu da gösteriyor ki, başkasının gönüllü olarak yaptığı, abdest suyunu hazırlamak ve dökmek gibi herhangi bir hizmet kabul edilebilir.
Zaruret olmadıkça abdest alırken konuşmamak önemlidir. Çünkü dünyevi konuşmalar, insanı abdest dualarını okumaktan alıkoyabilir.
Abdest almaya kalben olduğu gibi dil ile de niyet etmek ve bu niyeti abdestin başından sonuna kadar unutmadan kalbimizde tutmak gerekmektedir.
Dar olmayan, altına su girebilen yüzüğü hareket ettirmek gerekmektedir. Dar olan yüzük ise zaten altına suyun geçmesini sağlamak için oynatılmalıdır.
Geniş yüzüğü hareket ettirmek ise müstehaptır. Bilinen dar yüzüklerin suyun altına geçmesini engelleyecek kadar dar olması durumunda ise onları hareket ettirmek farzdır.
Abdest alırken ağza ve buruna sağ el ile su vermek ve sol el ile sümkürmek gerekmektedir.
Abdest alırken suyu ne fazla israf etmek ne de uzuvlardan hiç damlamayacak kadar az kullanmak önemlidir. Yani ne israf etmek ne de kısmamak gerekmektedir.
Resulullah Efendimiz bir gün Ashaptan Sa'd bin Ebî Vakkas'ı suyu bol bol dökünerek abdest alırken görmüş ve ona hitaben, "Bu israf nedir ki?" demiştir. Sa'd bunun üzerine hayretle, "Abdestte israf olur mu ya Resulullah?" diye sormuştur. Peygamber Efendimiz de Sa'de şu cevabı vermiştir: "Evet, akan bir nehrin kenarında bile abdest alırken suyu fazla harcadın mı, israf olur..."
Yüzü yıkarken göz pınarlarını yoklamak ve abdest suyunun dirseklerin ve topukların yukarısına kadar ulaşmasını sağlamak gerekmektedir.
Abdest tamamlandıktan sonra kıbleye karşı şehadet kelimelerini okumak önemlidir. Bir hadis-i şerife göre, bir kişi abdestini noksanlık olmadan tamamlar ve ardından, "Şahitlik ederim ki Yüce Allah'tan başka ibadet edilecek hiçbir varlık yoktur; Hz. Muhammed O'nun kulu ve Resulüdür" derse, ona cennetin sekiz kapısı açılır. Artık istediği kapıdan cennete girebilir.
Abdestin sonunda bir veya birkaç defa "Kadir" suresini okumak tavsiye edilir.
Abdest alındıktan sonra eğer kerahat vakti değilse, iki rekât namaz kılmak önerilir.
Abdestin üzerine tekrar abdest almak da bir hadis-i şerife göre on sevap yazılacağı belirtilmiştir.
Abdest almaya devam eden kimseye, yedi hasletin ihsan edileceği rivayet edilir:
✓ Melekler onun sohbetine rağbet ederler.
✓ Kalem ona sevap yazmaktan asla boş durmaz.
✓ O kimsenin bütün azaları tespih ederler.
✓ Cami ve cemaatten geri kalmaz.
✓ Sekerat halinde ölümü kolay olur.
✓ Cenab-ı Hakk’ın hıfz ve emanında olur.
✓ Melekler, onu gece karanlığında kendisine isabet edebilecek zararlı şeylerden muhafaza ederler.