Cenâb-ı Hak, kulun dilinden çıkan sözü önemsiyor. Bu yüzden, özellikle bilerek edilen yeminlerin tutulmaması halinde birtakım kefaretleri farz kılıyor. Yani, bir mümin olarak ağzımızdan çıkan her kelimeyi düşünerek söylemekle yükümlüyüz.

Allah Teâlâ Mâide Sûresi 89. ayette şöyle buyuruyor:
“Allah, boş bulunarak ettiğiniz yeminlerden dolayı sizi sorumlu tutmaz. Ancak bile bile ettiğiniz yeminlerden sizi sorumlu tutar.”

Bu açık ifadenin ardından, yeminini bozan kişilerin yerine getirmesi gereken kefaretler sıralanıyor. Bunlar şöyle:

  1. Ailenize yedirdiğiniz yemeğin orta hallisinden 10 fakiri doyurmak.
    Burada önemli bir ölçü var: Kendi yemeğinizin standardı. Yani bir zengin, fakire ucuz yemek değil, kendi seviyesinde yemek yedirmelidir.

    Hem Dünya Hem Âhiret İçin Kurtarıcı Olan Eğitim Anlayışı Nedir?
    Hem Dünya Hem Âhiret İçin Kurtarıcı Olan Eğitim Anlayışı Nedir?
    İçeriği Görüntüle
  2. Ya da 10 yoksulu giydirmek.
    Fakirin bedenini değil, onurunu da örtecek bir yardım.

  3. Ya da bir köleyi özgürlüğüne kavuşturmak.
    (Günümüzde uygulanabilirliği kalmasa da, bu hüküm dönemin sosyal adalet anlayışını yansıtır.)

  4. Eğer bunlara gücü yetmiyorsa:
    O zaman üç gün peş peşe oruç tutmak.

Dikkat edilirse, oruç gibi kıymetli bir ibadet burada en sona bırakılmıştır. Bunun nedeni ise oldukça hikmetlidir: Suç Allah’a karşı işlenmiş olsa da, kefaret kullar aracılığıyla ödenmelidir. Önce fakiri doyur, onun gönlünü al, duasını kazan. İşte bu, İslam'ın merhamet ve sosyal adalet eksenli yapısını da ortaya koyar.


EK BİLGİ: YEMİN NE DEMEKTİR?

Yemin; bir şeyi yapacağına ya da yapmayacağına dair Allah’ın ismini anarak söz vermektir. Dinde bağlayıcıdır ve bozulması halinde kefaret gerekir.


NELERİN ÜZERİNE YEMİN EDİLMEZ?

– Allah’tan başkasının adına yemin etmek (örneğin “namusum üzerine”, “başım üzerine”) caiz değildir.
– Boş, anlamsız, alışkanlık haline gelen yeminler hafife alınmamalı; bu tür ifadelerden sakınılmalıdır.