Şükür, peygamberlerin ve müminlerin örnek davranışlarıyla da desteklenmiştir. Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Dâvûd, Hz. Süleyman gibi peygamberler, Allah'ın nimetlerine karşı şükretmiş ve övgülerini sunmuşlardır. İslam ahlakının gereği olarak, bir iyilik yapıldığında veya hayırlı bir durumla karşılaşıldığında, kişinin teşekkür etmesi beklenir. Peygamberimiz (sas) bu konuda şöyle buyurmuştur: "Kendisine bir ikramda bulunulan kişi, imkân bulduğu takdirde karşılığını versin. Bulamazsa (o iyiliği yapana) övgüde bulunsun. Çünkü (bir iyiliği) öven, şükran borcunu yerine getirmiş olur. İyiliği gizleyen ise nankörlük etmiş olur."

Şükür Secdesi ise Allah'a karşı saygı, itaat ve tevazunun en mükemmel ifadesidir. Secde, insanın mânen Allah'a en çok yaklaştığı anlardan biridir. Kur'an'da, müminlerden "rükû ve secde edenler" olarak bahsedilir ve Müslümanların yüzlerindeki secde izinden tanınacakları belirtilir. Şükür secdesi, bir nimete kavuşma veya bir sıkıntıdan kurtulma durumunda Allah'a karşı şükran ifadesi olarak yapılan bir ibadettir.

Peygamberimiz (sas) sevindirici bir haber aldığında veya nimet kazandığında şükür secdesi yapmıştır. Bu secdede, Allah'a hamd ve şükür duaları okunur. Şükür secdesi abdestli olarak yapılması uygun olur ve tekbir alarak secdeye varılır. Secdede iken tesbihler okunur ve tekrar tekbir alınarak ayağa kalkılır. Sübhane Rabbiye'l-A'la tesbihinin yanı sıra hamd ve şükür ifade eden dualar da okunabilir. Ayrıca, şükür maksadıyla nafile namaz da kılınabilir.

Şükür secdesi, Yüce Allah'a olan minnettarlığın ve teşekkürün en derin ifadesidir. Bu ibadet, insanın kalbindeki şükür duygusunu, dilindeki hamd ve teşekkür ifadelerini ve bedenindeki itaat ve ibadeti bir araya getirir. Şükür, bir nimete kavuşma veya bir musibetten kurtulma durumunda Allah'a karşı duyulan şükranın somut bir göstergesidir.

Bu secdenin anlamı ve önemi, Hz. Peygamber'in yaşantısında da kendini göstermiştir. O, sevindirici bir durumla karşılaştığında veya bir nimet kazandığında Allah'a şükür için secdeye kapanmıştır. Örneğin, sefere çıktığı zamanlarda veya Allah'ın kendisine bir iyilik veya zafer bahşettiği anlarda bu secdenin yapılmasıyla Allah'a minnettarlığını ifade etmiştir.

Şükür secdesinin nasıl yapılacağı konusunda da bazı belirlemeler vardır. İlk olarak, abdestli olmak uygun bir durumdur. Ardından, kıbleye doğru yönelerek tekbir alınır ve secdeye varılır. Secdede iken, Sübhane Rabbiye'l-A'la gibi tesbihler okunur. Aynı zamanda, hamd ve şükür ifade eden dualar da bu secdede okunabilir. Son olarak, tekrar tekbir alınarak ayağa kalkılır.

Şükür secdesi, Allah'a olan şükran ve minnettarlık duygusunu en derinden ifade eden bir ibadettir. Bu secdede yapılan dualar ve tesbihler, Allah'a teşekkür etmenin ve O'na hamdetmenin bir yolu olarak kabul edilir. Ayrıca, şükür secdesiyle birlikte dileyen kişi, şükür amacıyla nafile namaz da kılabilir.

Şükür secdesi, İslam'ın temel değerlerinden biri olan şükran duygusunu pekiştirmek ve Allah'ın verdiği nimetlere karşı minnettarlığı ifade etmek için önemli bir ibadettir. Bu secdenin yapılmasıyla insan, Rabbine olan şükranını gösterirken aynı zamanda kulluk bilincini de pekiştirir.

Şükür secdesi nedir ve nasıl yapılır?

Şükür nedir? Şükür secdesi nedir ve nasıl yapılır?

Şükür, Yüce Allah'ın sayısız nimetlerine karşı kalp, dil ve beden ile övgüde ve teşekkürde bulunma, nimetleri saygı ile itiraf etmedir. Kalbin şükrü, nimetleri verenin Allah olduğuna inanmak; dilin şükrü, Allah'ın verdiği nimetlere hamdetmek; bedenin şükrü, varlığını Allah'ın rızasına uygun bir şekilde sürdürmek, namaz, oruç gibi ibadetleri eda etmek ve O'nun yasaklarından uzak durup buyruklarını yerine getirmek; malın şükrü ise sadaka ve zekât vermektir.

Şükür, aslında bir kulluk bilinci, bir yaşama biçimidir. Kur'an'ın ifadesiyle Allah'a kul oluşun bir gereğidir. Güzel isimlerinden biri de "Şekûr" olan, yani kendisine yapılan şükranları kabul eden Allah, insanın kendisine şükretmesini, nankörlük yapmamasını istemektedir.

Ayrıca O, yapılan şükrü karşılıksız bırakmamakta, şükre karşı daha fazlasını lütfetmektedir: "Eğer şükrederseniz elbette size (nimetimi) artırırım. Eğer nankörlük ederseniz gerçekten azabım çok şiddetlidir!" (İbrâhîm, 14/7)

Aslında, "Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur. Nankörlük edene gelince, (bilmelidir ki) Rabbimin hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. O, çok kerem sahibidir." (Neml, 27/40)

İnsanlığın örnek şahsiyetleri olan peygamberler, hep Rablerine şükretmişlerdir. Kur'ân-ı Kerîm, Hz. Nuh hakkında, "O, çok şükreden bir kul idi." (İsrâ, 17/3) derken; Allah'ın nimetlerinden dolayı Hz. İbrâhim'in; (Nahl, 16/121) kendilerine verilen ilimden dolayı Hz. Dâvûd ve Hz. Süleyman'ın (Neml, 27/15) hamd ve şükürlerinden bahsetmektedir.

Kendisine bir iyilikte bulunana ya da hayrı dokunana teşekkür etmek İslâm ahlâkının gereğidir. Bunun nasıl olacağını peygamberimizden öğrenmekteyiz: "Kendisine bir ikramda bulunulan kişi, imkân bulduğu takdirde karşılığını versin. Bulamazsa (o iyiliği yapana) övgüde bulunsun. Çünkü (bir iyiliği) öven, şükran borcunu yerine getirmiş olur. İyiliği gizleyen ise nankörlük etmiş olur."

"Kendisine bir iyilik yapılan kimse, iyiliği yapana, 'Allah seni hayırla mükâfatlandırsın!' derse, en güzel övgüde bulunmuş olur."

Peygaberimiz (sas) bir defasında bunu şöyle ifade etmiştir: "İnsanlara teşekkür etmeyen, Allah'a da şükretmez." (Tirmizî, Birr, 35)

Peygaberimiz (sas) hangi malın hayırlı olduğunu öğrenip hayırlı mal edinmek istediğini ifade eden Hz. Ömer'e, mal yerine, "Şükreden bir kalp, zikreden bir dil ve âhiret hususunda yardımcı olacak imanlı bir eş" edinmesini tavsiye etmiştir. (İbn Mâce, Nikâh)

Şükür Secdesi nedir? Nasıl yapılır?

Secde Allah’a karşı saygı, itaat ve tevazuun en mükemmel ifadesi, insanın mânen Allah’a en çok yaklaştığı andır. Kur’an’da müminlerden "rükû ve secde edenler" diye söz edilmiş, (Tevbe, 9/112) Müslümanların, yüzlerindeki secde izinden tanınacağı belirtilmiştir. (Fetih, 48/29)

Bir nimete kavuşma veya bir sıkıntı ve musibetten kurtulma durumunda Allah’a karşı şükran ifadesi olarak yapılan secdeye "şükür secdesi" denir.

Peygaberimizin sevindirici bir haber aldığında şükür secdesi yaptığı bilinmektedir. (Ebû Dâvûd, Cihad, 174)

Hz. Peygamber, sevindirici bir durumla karşılaştığında Allah Teâlâ’ya şükür için secdeye kapanırdı.

Bir keresinde Mekke'den Medine'ye giderken Azverâ denilen yere yaklaşınca bineğinden indi. Sonra ellerini kaldırıp Allah'a bir süre dua etti, sonra secdeye kapandı, uzun bir müddet secdede kaldı, sonra kalktı, ellerini kaldırıp bir miktar daha Allah'a dua etti, sonra tekrar secdeye varıp uzun bir vakit secdede kaldı. Sonra secdeden kalktı, ellerini kaldırıp biraz daha Allah'a dua ettikten sonra yine secdeye vardı ve sonra şöyle buyurdu: "Rabbimden dilekte bulundum ve ümmetim için şefaat niyaz ettim. O da ümmetimin üçte birini bana bağışladı. Ben de Rabbime şükretmek için secdeye kapandım. Sonra tekrar başımı kaldırıp Rabbimden ümmetim için (bağışlanma) diledim. O da ümmetimin üçte birinin bana bağışladı. Ben de bunun üzerine Rabbime secdeye kapandım. Sonra tekrar başımı kaldırıp Rabbimden ümmetim için (bağışlanma) diledim. O da bana ümmetimin geri kalan üçte birini bağışladı. Ben de Rabbime şükretmek üzere secdeye kapandım." Allah Rasûlü’nün bu ve benzeri uygulamalarından dolayı bir nimetin kazanılmasından veya bir felâket ve musibetin atlatılmasından dolayı kıbleye dönerek tekbir alıp secdeye varmak, secdede iken Allah’a hamdettikten sonra yine tekbir alarak ayağa kalkmak şeklindeki şükür secdesi güzel görülmüştür.

Şükür secdesi nasıl yapılır?

Kıbleye dönerek tekbir alıp secdeye varılır, secdede iken tesbih okunur; tekrar tekbir alarak ayağa kalkılır.

Hangi Dualar Kabul Olmaz, Kimlerin Duaları Reddedilir?
Hangi Dualar Kabul Olmaz, Kimlerin Duaları Reddedilir?
İçeriği Görüntüle

Şükür secdesinde “sübhane rabbiye’l-a’la” tesbihinin yanında hamd ve şükür ifade eden dualar da okunabilir.

Şükür secdesinin abdestli olarak yapılması uygun olur. Ayrıca dileyen kişi, şükür maksadıyla nafile namaz da kılabilir.