Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, hayvanlara iyi davranmayı emretmiş, özellikle yolculuklarda ve zorlu şartlarda onların haklarını gözetmiştir. Verimli bir araziden geçerken hayvanların biraz otlamasına müsâade edilmesini, kurak ve zor bir yerden geçerken ise hayvanların sıkıntı çekmemesi için çabuk geçilmesini tavsiye etmiştir. Bu hassasiyet, hayvanların yükünün hafifletilmesini ve gereksiz sıkıntıya maruz bırakılmamasını amaçlamaktadır. (İbn-i Hacer, el-Metâlibü’l-Âliye, II, 226/1978)
Bir başka örnekte Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, bir koyunu sağmakta olan bir şahsa rastlamış ve ona “Hayvanı sağdığında yavrusu için de süt bırak!” buyurmuştur. Bu öğüt, hayvanların ve onların yavrularının haklarını gözetmenin önemini göstermektedir. Sevâde bin Rebî -radıyallâhu anh-’e ise Efendimiz, evine döndüğünde hayvanlara iyi bakılması, yemlerinin güzel verilmesi ve tırnaklarının kesilmesi gibi ayrıntıları öğütlemiş; hayvanların sağılırken yaralanmaması gerektiğini vurgulamıştır. (Ahmed, III, 484; Heysemî, V, 168, 259, VIII, 196)
Ceylanlara ve köpeklere karşı merhamet de Rasûlullah’ın dikkat ettiği örneklerdendir. Mekke’ye giderken yolları üzerinde kıvrılmış uyuyan bir ceylana rastladığında, ashâbından kimsenin ceylanı rahatsız etmemesini istemiştir. Aynı şekilde, yavrularını emziren bir köpeğin yanına nöbetçi dikmiş ve onların İslâm ordusu tarafından ürkütülmemesi hususunda ashâbını uyarmıştır.
Karıncalara ve küçük canlılara gösterilen hassasiyet de Efendimiz’in merhamet anlayışını ortaya koyar. Bir karınca yuvasının ateşe verilmiş olduğunu gördüğünde büyük bir üzüntü yaşamış ve “Ateşle azap vermek sadece ateşin Rabbine mahsustur” buyurmuştur. Bu söz, doğadaki en küçük canlıların dahi gereksiz acıya maruz bırakılmaması gerektiğini öğretmektedir.
Ağaçlara karşı da merhametli olan Rasûlullah, bir bedevîyi yaprak toplarken elindeki sopayla dalları kırmadan ve zarar vermeden nazikçe yapması için uyarmıştır. Yaş bir dalın bile gereksiz yere kırılmasına gönlü razı olmayan Efendimiz, ümmetini her fırsatta doğaya karşı saygılı, nazik ve merhametli olmaya davet etmiştir. (İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-Gâbe, Beyrut 1417, VI, 378)
Tüm bu örnekler, Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in sadece insanlara değil, hayvanlara, doğaya ve çevresine karşı da merhametli olmayı öğütlediğini, zarâfet ve letâfetin hayatın her alanında uygulanması gerektiğini göstermektedir. Onun bu öğütleri, Müslümanlara sadece ibadet ve ahlâk konusunda değil, çevre ve canlılara karşı sorumluluk bilinci konusunda da rehberlik etmektedir.