İlâhî ahlâkla ahlâklanan kalpler, affedere affedere Allâh’ın affına lâyık olabilme ümîdini taşır. Kendi nefsini aradan çıkararak suçluyu ilâhî affa muhâtap kılabilmek, olgun mü’minin en büyük kemâlâtındandır.

Bu hakikati açıklayan kıssalardan biri de Bahâuddîn Nakşibend Hazretleri’ne aittir. Kendisine edepsizlik yapan birini tebessümle karşılayan Hazret, o kimsenin daha sonra helâk olacak derecede bir derde düşmesi üzerine evine giderek hâlini sormuş ve ona şöyle demiştir:

“Allah Teâlâ şifâ vericidir, korkma, iyileşirsin inşâallah.”

Büyük bir nedâmetle özür dileyen o kimseye ise şu sözlerle cevap vermiştir:

“Şeytandan Gelen Ateş: Peygamberimizin Uyarıları ve Çözüm Yolları”
“Şeytandan Gelen Ateş: Peygamberimizin Uyarıları ve Çözüm Yolları”
İçeriği Görüntüle

“Kalbimiz o zaman incindi. Fakat şu anda gönül aynası tertemiz. İyi bil ki, mürşidlerin kılıcı kınından çıkmış yalın bir kılıç gibidir. Fakat mürşid merhamet sahibidir, kimseye vurmaz. İnsanlardan belâsını arayanlar gelip kendilerini o kılıca çarparlar.”

Bu kıssa, mü’minin affediciliğinin, Rabbimizin rahmet sıfatının bir yansıması olduğunu açıkça göstermektedir.

📖 Hadîs-i Şerif

“İyilik, güzel ahlâktan ibarettir...” (Müslim, Birr, 14