Ebû Mes’ûd el-Ensârî’nin Rivayet Ettiği Salavâtın Hikmeti
Ashâb-ı kirâmın önde gelen isimlerinden Ebû Mes’ûd el-Ensârî (r.a.), Peygamber Efendimiz’den (s.a.v.) aldığı çok kıymetli bir rivayeti bizlere nakletmiştir. Rivayet, sahâbîlerin doğrudan Efendimiz’e yönelttiği bir soru üzerine ortaya çıkmıştır.
İmâm Mâlik’in “Muvatta” adlı eserinde yer verdiği bu rivayete göre, sahâbîlerden Beşîr bin Sa’d (r.a.), Resûlullah’a (s.a.v.) şöyle bir soru yöneltti:
“Ey Allah’ın Resûlü! Allah Teâlâ bize sana salâtü selâm getirmemizi emretti. Peki sana nasıl salâtü selâm getireceğiz?”
Bu soru karşısında Efendimiz (s.a.v.), ilk anda susarak cevap vermedi. Bu suskunluk, sahâbenin zihninde bazı tereddütler oluşturdu. “Acaba yanlış mı sorduk?” diye içlerinden geçirdiler. Ancak kısa bir süre sonra, Allah Resûlü (s.a.v.) konuya açıklık getirdi ve şöyle buyurdu:
Ebû Mes’ûd el-Ensârî’nin (r.a.) Rivayet Ettiği Salavât
اَللّٰهُمَّ صَلِّ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى اٰلِهِ، كَمَا صَلَّيْتَ عَلَى اٰلِ إِبْرَاهِيمَ، وَبَارِكْ عَلَى مُحَمَّدٍ وَعَلَى اٰلِهِ، كَمَا بَارَكْتَ عَلَى اٰلِ إِبْرَاهِيمَ، فِي الْعَالَمِينَ، إِنَّكَ حَمِيدٌ مَجِيدٌ
Meali:
“Allah’ım! Muhammed’e ve onun âline, İbrâhim’in âline rahmet ettiğin gibi rahmet et.
Ve Muhammed’e ve onun âline, İbrâhim’in âline bereket lütfettiğin gibi bereket ihsan et.
Şüphesiz Sen övülmeye lâyıksın, yücesin.”
Neden Bu Salavât?
Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.), sahâbeye bu şekilde salâtü selâm getirmeyi öğretmesi, biz ümmetine de bir rehberliktir. İslâm’da salavât; dua, şefaat, rahmet ve bağlılık anlamı taşır. Bu nedenle sadece sevgi değil, bir kulluk göstergesi ve sadakatin ifadesidir.
Ashâb-ı kirâm, Efendimiz’e nasıl selâm vereceklerini daha önce öğrenmişti. “es-Selâmü aleyke eyyühe’n-nebiyyü ve rahmetullâhi ve berekâtüh” ifadesiyle namazda da selamlarını sunarlardı. Ancak Allah’ın Kur’ân’da buyurduğu, “Ey iman edenler! O’na salât edin ve tam bir teslimiyetle selâm verin.” (Ahzâb, 33/56) ayeti geldikten sonra sahâbe, salâtü selâmın nasıl olacağını doğrudan öğrenmek istedi.
İşte bu ihtiyaç üzerine, Ebû Mes’ûd el-Ensârî (r.a.) vesilesiyle Efendimiz (s.a.v.), kıyamete kadar tüm Müslümanlara örnek olacak bu salavâtı öğretti.
Salavâtın Fazileti
Bu salavât, İslâm dünyasında “Salât-ı İbrâhîmiyye” olarak bilinir ve özellikle namazlarda tahiyyat (oturuş) bölümünde okunur. Müslümanlar için hem dua hem de şefaat umma vesilesidir. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) hadislerinde sıkça vurguladığı gibi, salavât getiren kişi Allah’ın rahmetine, meleklerin duasına ve Peygamber’in şefaatine nail olur.
Bir Dua, Bir Bağlılık Sembolü
Ebû Mes’ûd el-Ensârî’nin (r.a.) aktardığı bu rivayet, sadece bir dua öğretisi değil, aynı zamanda Resûlullah’a duyulan sevginin ve sadakatin en açık göstergelerinden biridir. Günümüz Müslümanları için de bu salavât, hem namazlarda hem de günlük zikirlerde vazgeçilmez bir ibadet parçasıdır.
Allahümme salli alâ Muhammedin ve alâ âli Muhammed...
