Verilen söze sadakat, İslâm ahlâkının en temel esaslarından biridir. Bir müminin “Ben bir cüz okuyacağım.” diyerek verdiği söz, artık basit bir tercih olmaktan çıkar; onun üzerine sorumluluk yükler.
Cenâb-ı Hak, kendilerine farz olmadığı hâlde bazı sorumlulukları üstlenip de sonrasında hakkını vermeyenleri Kur’ân’da hatırlatarak bizleri ikaz eder. Bu nedenle bir mümin, verdiği sözün arkasında durmalı; hele ki mesele Kur’ân okumaksa, daha titiz olmalıdır.
İnsan bazen unutabilir. Böyle bir durumda çözüm, kazâ etmektir. Yani unuttuğumuz cüzü hatırladığımız anda okumakla mükellefiz. Çünkü unutmak affedilir; ancak bile bile “Sonra okurum.” diyerek ihmal etmek, kulun mesuliyetini artırır.
Şeytanın vesvesesine kapılmamak gerekir. “Geçti artık, okumasam da olur.” düşüncesi şeytandandır. Mümin ise bunun aksine, unuttuğunda daha çok gayret gösterir, geciktirildiğinde daha fazla azimle Kur’ân’a sarılır.
Haberi şu dua ile tamamlayalım:
“Rabbim bizleri, verdiği söze vefa gösteren, Kur’ân ile hemhâl olan kullarından eylesin. Âmin.”