İlahi bir çağrıyla başlayalım: "Bismillahirrahmanirrahim." Bu ifade, Müslümanlar tarafından sıkça kullanılan ve her eyleme Allah'ın adıyla başlama anlamına gelen bir dua cümlesidir. İslam inancına göre, bu ifadeyle Allah'ın adı anılarak O'nun rahmeti ve merhameti talep edilir.
Ali İmran Suresi'nde Rabbimize yönelen bir dua da şu şekildedir: "Rabbimiz! Biz indirdiğine inandık ve elçiye uyduk. Bizi tanıklarla beraber yaz." Bu dua, Müslümanların inançlarını ve peygamberlerine olan itaatlerini ifade ederken, aynı zamanda onların adaletli davranışlar sergilemelerini ve doğrulukla anılmalarını dile getirir.
Peygamber Efendimiz Muhammed (sav) ise güzel ahlakın önemine vurgu yaparak Allah'a şu şekilde dua ederdi: "Allah'ım! Yaradılışımı güzel yaptığın gibi, ahlâkımı da güzelleştir." Bu dua, insanın güzelliklerle donatılmış bir bedene sahip olmasının yanı sıra, iç dünyasının da ahlaki değerlerle süslenebilmesini talep eder.
Ancak aşkın dildeki önemi farklı bir boyuttadır. İnsanlar arasındaki çatışmaların, önyargıların ve husumetlerin büyük bir kısmı dilin yetersiz kullanımından kaynaklanır. Şems-i Tebrizi'nin sözleriyle ifade edersek, kelimelere takılmak yerine aşk diyarında dilin hükümsüz olduğunu anlamalıyız. Aşk, sözcüklerin ötesine geçen derin bir duygudur ve bu duyguyla dolu olanlar, dilsiz bir şekilde bile ifade edebilirler.
Aşık dilsiz olur çünkü aşk, sessizlik içinde yükselir. Sözcükler bazen duyguları ifade etmekte yetersiz kalır ve aşkı tarif etmek imkansız hale gelir. Aşkın gücü, sessizliğin içinde gizlidir ve aşığı dilin sınırlarının ötesine taşır.
Bazen sevgi ve aşkla dolu olanlar, duygularını sözcüklere dökmeden bile anlaşılır hale gelebilirler. Bir bakış, bir dokunuş veya bir gülümseme, aşkın derinliğini ve samimiyetini ifade etmekte yeterlidir. İşte bu yüzden aşık dilsiz olur, çünkü aşkın dili sözcükler değil, kalpler arasında kurulan sessiz bir iletişimdir.
Aşkın sessizliği, bazen dilin sınırlamalarını aşarak daha derin ve anlamlı bir şekilde iletişim kurmamızı sağlar. Kelimelerin yanlış anlaşılmaları ve yanlış yorumlanmaları engelleyen sessiz bir iletişim, aşkın en saf halini ortaya çıkarır. Birbirimize olan sevgimizi ve saygımızı anlamlandıran sessizlik, ilişkilerimizi daha derin ve anlamlı kılar.
Ancak dilsiz olmak, tamamen konuşmamak anlamına gelmez. Aşk, dilin sınırlarını zorlasa da iletişim kurma ihtiyacımızı ortadan kaldırmaz. Sözcüklerin sevgi dolu cümlelere dönüştüğü, duygularımızı paylaştığımız anlar da önemlidir. Aşkın sessizliğiyle birlikte, doğru kelimeleri seçerek ve sevgi dolu iletişimi sürdürerek ilişkilerimizi daha da güçlendirebiliriz.