Kurban Bayramı’nın arifesi olan Zilhicce’nin 9. günü, İslam inancında "Arefe Günü" olarak biliniyor. Hem hac farizasının Arafat vakfesiyle doruğa ulaştığı bu günde, hem de tüm Müslümanlar için af ve mağfiret kapıları ardına kadar açılıyor. Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.), “Allah’ın cehennemden en çok kul azat ettiği gün, Arefe günüdür” buyruğu bu özel zaman diliminin önemini gözler önüne seriyor.
İşte Arefe gününün manevi ikliminden istifade edebilmek için yapılması tavsiye edilen yedi ibadet:
1. Oruç Tutmak
Arefe günü oruç tutmak, hacca gitmeyen Müslümanlar için sünnettir. Bu oruç sayesinde önceki ve sonraki bir yılın günahlarının bağışlanması umulur. (Müslim, Sıyâm 196)
2. Arefe Duasını Okumak
Peygamber Efendimiz’in Arefe günü en çok okuduğu dua şöyledir:
“Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh, lehül mülkü ve lehül hamdü biyedihil hayr, ve hüve alâ külli şey’in kadîr.”
Bu duayla Allah’ın birliğini ve kudretini tasdik etmek tavsiye edilir.
3. Teşrik Tekbirlerini Getirmek
Arefe sabah namazından başlayarak bayramın dördüncü günü ikindiye kadar farz namazların ardından bir defa “Teşrik Tekbiri” getirmek, kadın erkek her Müslümana vaciptir.
“Allahu ekber, Allahu ekber, lâ ilâhe illallahü vallahu ekber, Allahu ekber ve lillâhil hamd.”
4. Kabir Ziyaretinde Bulunmak
Efendimiz (s.a.v.), kabir ziyaretini teşvik etmiş ve “Kabirleri ziyaret ediniz, çünkü size âhireti hatırlatır” buyurmuştur. Bu mübarek gün, vefat etmiş yakınları anmak için önemli bir fırsattır.
5. Sadaka Vermek
İhtiyaç sahiplerine yardım eli uzatmak, bayram sevincini paylaşmanın en güzel yollarındandır. Arefe günü verilen sadakalar, hem verenin hem de alanın gönlünü bayrama hazırlar.
6. İstiğfar ve Dua Etmek
Arefe, affedilme ümidiyle Allah’a yönelme zamanıdır. Hz. Peygamber’in ifadesiyle “En faziletli dua, Arefe günü yapılan duadır.” (Tirmizî, Deavât 122)
7. Tefekkürle Günü Geçirmek
Arefe, hesap günü olan mahşeri hatırlatır. Hacda Arafat’ta yapılan vakfenin sembolizmiyle bu gün; tevazu, teslimiyet ve iç muhasebe için eşsiz bir zaman dilimidir. Hz. İbrahim ve İsmail’in kurbanla imtihanı da bu tefekkürü derinleştirir.
Bu anlamlı gün, sadece bir ibadet günü değil; kalplerin arındığı, niyetlerin tazelendiği, ilahi rahmetin coştuğu bir zaman dilimi olarak İslam tarihinin en özel sayfalarından birini oluşturuyor. Her müminin bu bereketli zamanı en iyi şekilde değerlendirmesi tavsiye ediliyor.