Prof. Dr. Tarhan'a göre, ön yargılar insanın denetim olmaksızın otomatik olarak aldığı kararlardır. Bu ön yargıların bir kısmı bilinçli, bir kısmı ise bilinçsizdir. Bilinçsiz ön yargılar, karar verme mekanizmasında hatalara neden olabilir ve kişi farkında olmadan hatalarını tekrarlar. Örneğin, "özür dilemek zayıflıktır" gibi bilinçsiz ön yargılar, kişinin hatalarını kabul etmesini engelleyebilir. Ancak, bilinçli bir şekilde ön yargıları sorgulamak ve değiştirmek mümkündür. Örneğin, "özür dilemek zayıflık değil, erdemdir" şeklinde bir bilinçli ön yargı, kişinin hatalarını düzeltebilmesine yardımcı olabilir.
Prof. Dr. Tarhan, ön yargıların kişiliğin temelini oluşturduğunu ve genellikle çocukluk döneminde edinilen hayat senaryolarından kaynaklandığını belirtiyor. Ancak, bu ön yargıların düzeltilebilir olduğunu ve diyalogun ön yargının en büyük ilacı olduğunu ifade ediyor. İnsanlar arasındaki sosyal etkileşim arttıkça, ön yargıların azaldığını ve karşılıklı anlayışın geliştiğini belirtiyor.
Sonuç olarak, Prof. Dr. Tarhan ön yargıların farkında olmanın önemini vurgulayarak, insanların kendi ön yargılarını sorgulayıp değiştirmeleri gerektiğini ve bunun için diyalogun önemli bir araç olduğunu ifade ediyor.