Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), kıyamet günü şahit olunacak bir manzarayı ashâbına şöyle anlatıyor:

“Allâh’ın kullarından birtakım insanlar vardır ki nebî değildirler, şehîd de değildirler, fakat kıyâmet gününde Allâh katındaki makamlarından dolayı onlara nebîler ve şehîdler imrenerek bakacaklardır.” (Ebû Dâvûd, Hâkim)

Bu sözler üzerine sahabe, hayranlıkla şöyle sordular:

“–Bunlar kimlerdir yâ Rasûlallâh? Ne gibi ameller işlemişlerdir? Biz de onlara sevgiyle bağlanalım!”

Peygamber Efendimiz (sav.) bu kimselerin özelliklerini şöyle açıkladı:

“Bunlar, aralarında akrabalık ya da ticaret gibi bir ilişki olmadığı hâlde, sırf Allah rızası için birbirlerini seven kimselerdir. Vallahi onların yüzleri nurdur, kendileri de nurdan minberler üzerindedirler. İnsanlar korkarken onlar korkmaz, insanlar üzülürken onlar mahzun olmaz.”

Allah Resûlü bu müjdeli haberi şu ayetle tamamladı:

“Bilesiniz ki, Allâh’ın dostlarına korku yoktur; onlar üzülmeyecekler de. Onlar ki Allâh’a îmân etmişlerdir ve hep takvâ ile korunur dururlar. Onlara dünyâ hayatında da, âhiret hayatında da müjdeler vardır…” (Yûnus, 62–64)

Bu kutlu kullar; sevgi bağlarını sadece Allah için kuran, dünyevî menfaatlerden arınmış kalplerin sahipleridir. Onlar, hiçbir rütbe taşımadan Allah’ın katında en yüksek makamlara ulaşanlardır.

Kalpler Kimin Elinde?
Kalpler Kimin Elinde?
İçeriği Görüntüle

Kıyamet günü korkulardan uzak, hüzünlerden arınmış bir yüzle dirilmek isteyen mümin için bu büyük bir uyarıdır:
Gerçek sevgi, Allah için sevmektir.