HABER MERKEZİ - Prof. Dr. Ahmet Konrot, kekemeliğin 2-5 yaş arasında kendiliğinden ortaya çıktığını ve her 100 çocuktan 5’inde görüldüğünü ifade etti. Kekemeliğin yönetiminin yaşa göre farklılık gösterdiğini belirten Konrot, “Okul öncesi dönemde erken müdahale önemlidir. Diğer yaş gruplarında ise duruma özgü yöntemler uygulanır. Kekemelik, yalnızca konuşan kişiyi değil, ailesini ve sosyal çevresini de etkileyen çok boyutlu bir sorundur” dedi.

Haşlanmış Patatesin Sağlığa Faydaları Açıklandı: Diyabet Riskini Azaltıyor
Haşlanmış Patatesin Sağlığa Faydaları Açıklandı: Diyabet Riskini Azaltıyor
İçeriği Görüntüle

Kekemelik tedavisinde temel olarak iki ana yaklaşım bulunduğunu aktaran Konrot, şunları söyledi: “Dolaylı yöntemlerde çocuk müdahale edilmeden çevresi düzenlenir; aile bilgilendirilir ve sürece doğal bir yaklaşım sağlanır. Doğrudan yöntemlerde ise değişim için farkındalık yaratılır ve terapiler uygulanır. En uygun yöntemi belirlerken çocuğun kişiliği, ailenin durumu ve dinamikleri göz önünde bulundurulur. Bu nedenle tedavi her zaman kişiye özel ve karmaşık bir süreçtir.”

Üsküdar Üniversitesi’nde uyguladıkları yeni yaklaşımın, kişinin konuşma şekline değil, iletişim becerilerini geliştirmeye odaklandığını belirten Konrot, “Hedefimiz bireyi daha iyi iletişim kurabilen bir kişi haline getirmektir. Süreçte hem bireyin kendisi hem de ailenin farkındalığını artırmaya çalışıyoruz. Kekemelik, basit bir konuşma sorunu değil, çok boyutlu bir konudur” dedi.

Konrot, dil ve konuşma terapistlerinin görev alanının geniş olduğunu ve ses, yutma bozuklukları gibi konuları da kapsadığını ifade etti. Kekemelikle ilgili “tamamen iyileşir mi?” sorusuna ise, “Kesin bir cevap yoktur; süreç bireysel ve değişkendir. Okul öncesi dönemde doğru müdahalelerle tamamen ortadan kalktığı vakalar olsa da her çocukta aynı sonuç alınamaz” yanıtını verdi.

Dijital çağın çocukların konuşma becerileri üzerindeki etkisine de değinen Konrot, “Tablet ve dijital iletişim araçlarının çocukların iletişim becerilerini bozduğunu söylemek için kanıta dayalı araştırmalar yok. Dijital iletişimin kendi mecrası ve dili var” diyerek sözlerini tamamladı.