Kabrin uygun bir yerine ağaç dikmek ve etrafını yeşillendirmek de güzel görülmüştür. Nitekim bir hadîs-i şerîfte bildirildiği üzere Resûl-i Ekrem -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz, iki kabrin yanından geçerken o kabirlerde bulunanların azap gördüğünü haber vermişlerdi. Sonra da yaş bir hurma dalı istemiş, o dalı ikiye ayırıp bunları kabirlerin başına birer birer dikmişler ve:
“Kurumadıkları müddetçe onların azâbını hafifletmeleri umulur.” buyurmuşlardı. (Müslim, Tahâret, 111)[1]
Müfessir, muhaddis ve fıkıh âlimi olan İmâm Kurtubî, bu hadîs-i şerîfin îzâhında şöyle demektedir:
“Hadîste geçen, «kurumadıkları müddetçe» ifâdesi, o dalların yaş kaldıkları müddetçe tesbih ettiklerine işaret etmektedir. Nitekim âlimlerimiz şöyle demişlerdir:
«Kabirlere ağaç dikmekten ve orada Kur’ân-ı Kerîm okumaktan oradaki mevtâ istifâde eder. Bir ağaç dikmek bile ölülerin azâbını hafifletirse, bir mü’minin Kur’ân okumasından kim bilir ne kadar istifâde ederler? Ölüye hediye edilen şeyin sevâbı da kendisine ulaşır.»” (Kurtubî, X, 267)
Özetle, kabre ağaç dikmek, hem estetik bir güzellik oluşturmak hem de ölüye manevi fayda sağlamak amacıyla güzel bir davranış olarak kabul edilmiştir. Aynı şekilde, kabir başlarına dikilen ağaçlardan veya orada yapılan diğer hayır işlerinden ölülerin faydalandığı kabul edilmektedir.