Siyonist işgal rejiminin Gazze’de başlattığı saldırılar, yalnızca Filistin halkı üzerinde değil, saldırıları gerçekleştiren sözde askerler üzerinde de yıkıcı sonuçlar doğuruyor. Rejimin resmi verilerine göre, savaşın başladığı günden bu yana 20 binden fazla sözde asker, ağır psikolojik rahatsızlıklar nedeniyle hastanelerde tedavi altına alındı ve rehabilitasyon sürecine girmek zorunda kaldı.
İşgalci rejim ordusunun Savaş Bakanlığı Rehabilitasyon Dairesi’nin verileri, sivillere yönelik işlenen savaş suçlarının ardından sözde askerlerin ciddi ruhsal çöküşler yaşadığını ortaya koydu. Açıklamaya göre, yaralanan 81 bin 700 sözde askerden yaklaşık 31 bini ruhsal hastalıklarla mücadele ediyor. Bu oran, toplam yaralıların yüzde 38’ine tekabül ediyor.
Rehabilitasyon için ayrılan bütçenin 8 milyar şekeli geçtiği, bunun 4,1 milyar şekelinin doğrudan ruhsal sorunlar yaşayan sözde askerlere harcandığı bildirildi. Ancak milyarlarca şekellik tedavi masrafına rağmen işlenen katliamların yükünü taşıyan sözde askerlerde insanlık kaybının neden olduğu travmaların kalıcı hale geldiği belirtiliyor.
Verilere göre yaralı sözde askerlerin yüzde 45’i fiziksel, yüzde 35’i psikolojik, yüzde 20’si ise hem fiziksel hem de psikolojik rahatsızlıklardan etkileniyor. 56 sözde askerin yüzde 100 engelli hale geldiği, 24’ünün kalıcı engelli kabul edildiği açıklandı. Ayrıca 168 sözde askerde ağır kafa travması, 16’sında felç, 99’unda ise uzuv kaybı tespit edildi.
Sözde Savunma Bakanlığı, 2028 yılına kadar 100 bin askerin rehabilitasyona ihtiyaç duyacağını, bunların yarısının psikolojik rahatsızlıklarla mücadele edeceğini öngörüyor. Bugün itibarıyla 10 bin 700 sözde askerin hizmet süresi boyunca ciddi psikolojik rahatsızlık yaşadığı, bu grubun yüzde 60’ının halen psikolojik destek aldığı kaydedildi.
Psikolojik sıkıntı vakalarının artması nedeniyle doğrudan müdahale edilen 251 vaka bulunduğu, aylık ortalama 2 bin çağrının ruh sağlığı destek hattına ulaştığı belirtildi.
Uzmanlar, işgalci rejimin Gazze’deki soykırımının sadece Filistin halkını hedef almadığını, aynı zamanda saldırıları gerçekleştiren sözde askerlerin de insanlıklarını kaybederek derin bir ruhsal çöküş yaşamasına yol açtığını ifade ediyor.
