Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıların başlamasından bu yana geçen 18 ayın ardından işgal rejimi, uluslararası alanda eşi görülmemiş bir siyasi izolasyonla karşı karşıya. İşgal medyasının yayınladığı rapora göre, dünyanın dört bir yanında Filistin’e verilen destek artarken, rejim ekonomik, askeri ve diplomatik alanlarda ağır yaptırımlara maruz kalıyor.
Rapor, son dönemdeki Filistin tanınma dalgasının, işgali sarsan “diplomatik depremler” zincirinin sadece son halkası olduğunu vurguluyor. Birçok ülke, işgal ile diplomatik ilişkileri askıya aldı, ticaret ve güvenlik işbirliğini durdurdu. Özellikle Slovenya’nın silah ambargosu, İngiltere, Hollanda, Belçika, Japonya ve Kanada’nın silah ihracat lisanslarını iptal etmesi, Fransa’nın işgal şirketlerini Eurosatory Fuarı’ndan men etmesi, Türkiye’nin ticareti tamamen durdurması ve Kolombiya’nın kömür sevkiyatını kesmesi öne çıkıyor.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Filistin’in daimi üye statüsünü ve işgalin sona erdirilmesini talep eden kararları büyük çoğunlukla kabul ederken, Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant hakkında tutuklama kararı çıkardı. Avrupa Birliği ise ortaklık anlaşmasını dondurma ve araştırma programlarından men etme adımlarını tartışıyor.
2024’ten bu yana 140’tan fazla ülke Filistin’i tanırken, Fransa, İngiltere, Kanada ve Avustralya gibi ülkeler Eylül 2025’te tanıma sözü verdi. Bu süreçte Avrupa, Amerika ve Avustralya’da Filistin yanlısı gösteriler hızla artarken, işgal rejimine yönelik kamuoyu baskısı büyüyor.
Bu tablo, işgal rejiminin hem uluslararası arenada hem de halk nezdinde giderek yalnızlaştığını ve baskı altında kaldığını gösteriyor.