İslam hukukunda evlilik ve boşanma, net irade beyanı gerektiren ciddi müesseselerdir. Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Hamdi Yıldırım, “İki senedir ayrı yaşıyoruz, nikâhımız düşmüş müdür?” şeklindeki sorulara açıklık getirerek, boşanmanın da evlilik kadar net ve kararlı bir karar olması gerektiğini belirtti.

“Evlilik nasıl ciddi bir akittir, boşanmak da aynı şekilde ciddiyet ister. Bu meseleler ‘öyle dedi, böyle dedi’ gibi söylentilerle yürütülemez.”

Yıldırım, karı-koca arasında resmî ya da dinî anlamda boşanma iradesi açıkça ortaya konulmadıkça, sadece ayrı yaşamanın nikâhı düşürmeyeceğini ifade etti. Ayrı yaşamak, tek başına evliliği sonlandıran bir durum değildir.


“Evlendik mi, nişanlı mıyız?” demediğimiz gibi...

Nasıl ki evlilikte kimsenin “Acaba evlendik mi?” diye bir şüphesi yoksa, boşanma süreci de aynı netlikte olmalıdır. Şüphe, tereddüt, kararsızlık dinî hükümler açısından geçersizdir.


Hakkını Bil, Haddini Aşma

Yıldırım, açıklamasının devamında şu uyarılarda bulundu:

“Allah Teâlâ, kadını ve erkeği farklı rollerle yaratmış ve her birine farklı sorumluluklar yüklemiştir. Kul, Rabbinden neyi hakkı olarak almışsa onunla yetinmeli; hakkı olmayana göz dikmemelidir.”

Yüz Yıl Uyuyup Dirilen Peygamber: Üzeyr Aleyhisselâm'ın Sırrı
Yüz Yıl Uyuyup Dirilen Peygamber: Üzeyr Aleyhisselâm'ın Sırrı
İçeriği Görüntüle

Sonuç:

Eşler arasında ciddi bir şekilde ifade edilmiş bir boşanma kararı ve niyet yoksa, yalnızca ayrı yaşamak nikâhı sona erdirmez. Bu nedenle dinî ya da hukukî boşanma süreci tamamlanmadıkça taraflar hâlen evli sayılır. Bu tür hassas konularda mutlaka bir din âlimine ya da yetkili makama danışılması tavsiye edilir.

Muhabir: Musap Yeşilmen