Gazze’deki hükümetin Medya Ofisi tarafından yapılan açıklama, insani yardım maskesi altında gerçekleştirilen bir katliamı gözler önüne serdi. ABD merkezli İnsani Yardım Vakfı’nın, Gazze’nin güneyindeki SDS3 adını taşıyan yardım merkezi aracılığıyla binlerce açlıkla mücadele eden Filistinliyi yardıma çağırdığı, ardından dar geçitlerde toplayarak kapıları kapattığı belirtildi. Bu geçitlerin, "adeta insanları boğmak için tasarlandığı" ifade edildi.
Açıklamada, vakıf görevlileri ve işgal güçlerinin, yardıma gelen kalabalığa önce biber gazı sıktığı, ardından doğrudan ateş açtığına dikkat çekildi. "Kapalı ve çıkışı olmayan" bu bölgede yaşanan izdihamda 15 kişi boğularak, 6 kişi ise kurşunla can verdi. Toplamda 21 kişinin hayatını kaybettiği, onlarca kişinin de yaralandığı bildirildi.
Aynı açıklamada, olay yerinde bulunan 14 görgü tanığının ifadeleriyle yaşananların ayrıntılarının doğrulandığına vurgu yapıldı. Daha önce de Amerikalı yardım görevlilerinin kalabalığa ateş açtığını gösteren görüntüler belgelendirilmişti. Açıklamada bu olayın ilk olmadığı, 27 Mayıs’tan bu yana aynı vakfın faaliyetleri sonucu 870’ten fazla kişinin hayatını kaybettiği, 5.700 kişinin yaralandığı ve 46 kişinin kayıp olduğu kaydedildi.
Gazze yönetimi, yaşanan süreci “öldürmek için tasarlanmış ölümcül bir mekanizma” olarak nitelendirdi. ABD merkezli vakfın, İsrail’in Filistin halkına uyguladığı soykırım ve aç bırakma politikasının “fiili ortağı” haline geldiği belirtildi.
Uluslararası topluma, BM Güvenlik Konseyi’ne ve insan hakları kuruluşlarına çağrıda bulunulan açıklamada, söz konusu vakfın faaliyetlerinin derhal durdurulması, yaşanan katliamla ilgili bağımsız ve şeffaf bir soruşturma başlatılması istendi. Ayrıca, sivillerin hayatına yönelik tehditlerin önlenmesi için acil müdahale çağrısı yapıldı.
Bu sabah Gazze'deki Sağlık Bakanlığı da yeni bir açıklamayla, Han Yunus kentinde ABD-İsrail güdümündeki yardım merkezi yakınında açlıkla boğuşan sivillere karşı "yeni bir katliam" işlendiğini duyurdu. Söz konusu yardım merkezleri, Filistinliler arasında artık "ölüm tuzakları" olarak anılıyor.
