İsrail’in yoğun saldırıları altında kalan Gazze Şeridi’nde insani kriz her geçen gün daha da ağırlaşıyor. En temel yaşam kaynağı olan temiz suya erişim, altyapı sistemlerinin ve arıtma tesislerinin hedef alınarak tahrip edilmesi nedeniyle neredeyse tamamen kesildi. Özellikle Gazze’nin Nasır Mahallesi gibi yoğun yerinden edilmiş sivil nüfusun yaşadığı bölgelerde durum kritik seviyeye ulaştı.

Bölgede yaşayan Filistinliler, su tankerlerinin sınırlı dağıtımıyla hayatlarını sürdürebilmek için günlük olarak uzun kuyruklara giriyor. Su temin etmek için saatlerce beklemek zorunda kalan aileler, çocuklarıyla birlikte sıcağın altında zorlukla temiz suya ulaşabiliyor. Mahallede kalan pek çok kişi, “Yalnızca birkaç litre su için saatlerce bekliyoruz. Bu su bazen içmeye bile uygun değil ama başka seçeneğimiz yok,” diyerek yaşadıkları çaresizliği dile getiriyor.

Uluslararası kuruluşlar, İsrail’in su altyapısını hedef almasının insani hukuka aykırı olduğunu ve sivil halkı kolektif biçimde cezalandırmak anlamına geldiğini vurguluyor. Birleşmiş Milletler ve çeşitli yardım örgütleri ise Gazze’de su krizi nedeniyle bulaşıcı hastalık riskinin arttığına ve özellikle çocukların sağlığının ciddi tehdit altında olduğuna dikkat çekiyor.

Saldırıların başladığı tarihten bu yana, Gazze’deki beş ana arıtma tesisinden tamamına yakını işlevsiz hale geldi. Elektrik yokluğu, yakıt sıkıntısı ve doğrudan bombalamalar sonucu tesislerin onarımı da mümkün olamıyor.

HAMAS: Aileler Toplu Hâlde Yok Ediliyor.
HAMAS: Aileler Toplu Hâlde Yok Ediliyor.
İçeriği Görüntüle

Gazze’deki bu derinleşen su sıkıntısı, bölgedeki sivillerin yaşam mücadelesini daha da zorlaştırıyor. Uluslararası toplumun sessizliğine rağmen, insani yardım kuruluşları temiz su ulaştırmak için olağanüstü çaba sarf ediyor. Ancak mevcut şartlar altında bu yardımlar, ihtiyacın yalnızca küçük bir kısmını karşılayabiliyor.