HABER MERKEZİ _ Filistin halkı, 20. yüzyılın başından bu yana siyonist işgalin kanlı saldırılarına maruz kalıyor. 1948 Nekbe'sinden bugüne, her nesil yeni bir katliamla yüzleşti. Tarihin kara sayfalarından biri olan Sabra ve Şatilla katliamının üzerinden 43 yıl geçerken, bugün aynı vahşet Gazze'de farklı boyutlarda sürüyor.
43 yıl önce aşırı sağcı Hıristiyan Falanjist milisler, Lübnan'ın başkenti Beyrut'un güneyindeki Sabra ve Şatilla Filistin mülteci kamplarına, işgalci rejimin himayesinde saldırdı. Menfur saldırılarda aralarında kadın, çocuk ve yaşlıların bulunduğu 3 binden fazla Müslüman şehit edildi. Kamplar uluslararası sözleşme ile koruma altına alınmasına rağmen işgalci ordu, Falanjistlerin katliam yapmasına göz yumdu.
Katliamın ardından dünya kamuoyunda büyük tepkiler oluştu, ancak sorumlular cezasız kaldı. Ariel Şaron, "Beyrut kasabı" olarak anılmasına rağmen 2001 yılında başbakanlığa yükseldi.
Bugün Gazze’de saldırıların 711. gününde, işgalci rejim benzer bir zihniyeti sürdürüyor. 7 Ekim 2023’ten bu yana bombardımanlarda 64 bin 871 Filistinli şehit oldu, 164 bin 610 kişi yaralandı, 10 binden fazla kişi hâlâ enkaz altında veya kayıp durumda. Okullar, camiler, hastaneler ve yardım merkezleri doğrudan hedef alınıyor; kentte yaşam neredeyse felce uğradı.
Filistinli direniş grupları, Sabra ve Şatilla’da işlenen suçlarla Gazze’deki soykırım arasında doğrudan bağ olduğunu, işgalcilerin yaklaşık 100 yıldır Filistin topraklarında katliamlara imza attığını belirtiyor. Uluslararası kurumların etkisizliği ve sessizlik, tarih boyunca yaşanan katliamların tekrarlandığını gösteriyor.