İsrail, 1948'de İngiltere'nin mandası altındaki Filistin topraklarının bölünmesiyle kurulmuştur. İsrail'in kuruluşu, Siyonist hareketin uzun süren çabalarının ve Yahudilere bir yurt sağlama amacının bir sonucudur. Ancak bu süreçte, Filistinlilerin sürgün edilmesi ve köylerinden zorla uzaklaştırılması gerçekleşmiştir.

Nekbe Günü, Filistinlilerin 1948'de yaşadığı sürgün ve zulmü anmak için bir fırsat olmuştur. Bu dönemde yüz binlerce Filistinli, İsrail'in kurulması sürecinde yer alan çeteler tarafından evlerinden sürülmüş ve bazı bölgelerde katliamlar yaşanmıştır.

İsrail devleti ilan edildikten sonra, İsrail'e karşı savaşan Ürdün, Mısır, Lübnan, Irak ve Suriye ordularıyla çatışmalar yaşanmıştır. Ancak İsrail ordusu bu orduları püskürtmüş ve bazı bölgelerde direnişleri bastırmıştır.

Nekbe sürecinde gerçekleştirilen katliamlardan biri, 1946'da Der Yasin köyünde gerçekleşmiştir. İsrail liderliğindeki çetenin saldırısı sonucunda yüzlerce Filistinli öldürülmüş ve bu olay, İsrail'in kuruluşu öncesinde yaşanan acımasız eylemlerden biri olarak bilinmektedir.

Nekbe'nin ardından da İsrail'in politikaları ve askeri müdahaleleri sonucunda Filistinlilerin acıları devam etmiştir. Gazze ve Cenin gibi bölgelerde gerçekleştirilen saldırılar ve katliamlar, Filistin halkının yaşadığı zorlukları artırmıştır.

Bugün, Filistinliler hala sürgünde yaşamakta ve topraklarına geri dönme talepleri devam etmektedir. Nekbe Günü, Filistinlilerin bu taleplerini dile getirdiği ve uluslararası toplumu bu konuda harekete geçmeye çağırdığı bir gün olarak anılmaktadır.

Filistin meselesi, barış ve adil bir çözüm için uluslararası toplumun ortak bir çaba göstermesini gerektiren bir sorundur. İsrail'in işgal politikaları, yerleşim birimleri inşası ve Filistin topraklarındaki insan hakları ihlalleri, bölgedeki gerilimi artırmaktadır.

Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ), Filistinlilere vatandaşlık verilmesine karşı çıkması nedeniyle, Filistinliler üçüncü sınıf bir statüde yaşamaktadır. Örneğin, Lübnan'daki Filistin mülteci kamplarında yaşayan Filistinlilere eğitim ve mülk sahibi olma gibi temel haklar tanınmamaktadır.

Bugün itibarıyla Filistin topraklarında yaklaşık 11.8 milyon kişi yaşamaktadır. Bu nüfusun çoğunluğu Batı Şeria ve Gazze'de yaşamaktadır. Filistin halkı, hala İsrail'in işgaline ve baskılarına karşı mücadele etmekte ve topraklarına geri dönme hakkını savunmaktadır.

Nekbe Günü, Filistin halkının yaşadığı felaketin anıldığı ve Filistin davasına destek veren insanların dayanışma gösterdiği bir gündür. Ancak barış ve adil bir çözüm için uluslararası toplumun daha fazla çaba göstermesi gerekmektedir. Sadece Filistinlilerin taleplerini dile getirmekle kalmayıp, İsrail'in işgal politikalarını durdurmak ve iki devletli bir çözüm için adımlar atmak önemlidir.

Bu süreçte, insan hakları ihlallerinin sona ermesi, yerleşim birimlerinin durdurulması ve taraflar arasında yapıcı bir diyalogun sağlanması önemlidir. Filistin halkının özgürlük, adalet ve kendi topraklarında yaşama hakkı için uluslararası toplumun desteği ve çabaları büyük önem taşımaktadır.

Nekbe Günü, Filistin halkının acılarını ve mücadelesini hatırlatmanın yanı sıra, uluslararası topluma Filistin sorununa daha fazla ilgi ve desteğin artması çağrısını da içermektedir. Filistin davası, sadece bölgesel bir mesele olmanın ötesinde, adalet, insan hakları ve uluslararası hukukun korunması açısından önem taşımaktadır.

İsrail’in Gazze’de alıkoyduğu 5 Filistinli serbest bırakıldı
İsrail’in Gazze’de alıkoyduğu 5 Filistinli serbest bırakıldı
İçeriği Görüntüle

Ulusal ve uluslararası düzeydeki çeşitli aktörler, Filistin meselesinin çözümü için çeşitli girişimlerde bulunmaktadır. Ancak halen sürmekte olan işgal, yerleşim birimleri inşası ve insan hakları ihlalleri, barış ve adil bir çözümün gerçekleşmesini engellemektedir.

Filistinlilerin temel talepleri, 1967 sınırlarında bağımsız bir Filistin devletinin kurulması, Doğu Kudüs'ün başkent olması ve mültecilerin geri dönüş hakkının tanınmasıdır. Bu talepler, uluslararası hukuka ve Birleşmiş Milletler kararlarına dayanmaktadır.

Ancak, Filistin-İsrail çatışmasının çözümü için kalıcı bir barış anlaşmasına ulaşılması gerekmektedir. Bu süreçte, taraflar arasında doğrudan müzakerelerin teşvik edilmesi, güven artırıcı önlemler alınması ve tarafların adil ve uzlaşmacı bir tutum sergilemeleri önemlidir.

Ulusal ve uluslararası toplumun, Filistin halkının haklarını desteklemek ve barış sürecine katkıda bulunmak için çabalarını sürdürmesi gerekmektedir. İnsan hakları ihlallerinin sona ermesi, işgalin sonlanması ve Filistin halkının kendi topraklarında özgürce ve onurlu bir şekilde yaşama hakkının sağlanması için herkesin elinden geleni yapması önemlidir.

Nekbe Günü, Filistin halkının mücadelesini hatırlatmak, adalet taleplerini vurgulamak ve barış için çağrıda bulunmak açısından önemli bir gün olarak anılmaktadır. Filistin halkının çektiği acılara duyarlılık göstermek ve çözüm için adımlar atmaktan geri durmamak, uluslararası toplumun sorumluluğudur.