HABER MERKEZİ – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, KKTC’deki 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı’nın ardından dönüş yolunda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, Suriye’deki kırılgan ateşkesten, Gazze’deki insanlık dramına, Avrupa Birliği müzakerelerinden Türkiye'nin demografik yapısına kadar pek çok başlıkta dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Suriye’de yürütülen barış sürecinde Türkiye’nin belirleyici rolüne dikkat çeken Erdoğan, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın tavrını “dik duruş” olarak niteledi. Şara’nın hiçbir taviz vermediğini ve İsrail’in bölgede kaos çıkarma çabalarına karşı aklıselimle hareket ettiğini vurgulayan Erdoğan, “Suriye 2.500 kişilik hafif silahlı bir güçle kontrolü sağladı. Süveyda etrafında hâkimiyet tesis edildi. Bozgunculuk yapan tek fraksiyon İsrail’le iş tutan bir Dürzi koludur. Onlar dışında tüm taraflar ateşkese ‘evet’ dedi” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Türkiye'nin sürece desteğinin süreceğini ve gerek Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, gerekse MİT Başkanı İbrahim Kalın ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in bölgeyle sürekli temas hâlinde olduğunu dile getirdi. "Biz bu süreci sahipleniyoruz. Suriye’nin yeniden toparlanması hem bölge için hem de Türkiye için hayati önemdedir" dedi.

Türkiye'nin “Terörsüz Türkiye” hedefiyle yürüttüğü iç güvenlik politikalarına da değinen Cumhurbaşkanı, silah bırakma sürecinin başladığını, ilgili komisyonların kurulduğunu ve bu adımların meclis zeminine taşınacağını açıkladı. Erdoğan, “İmralı sürece destek veriyor. PYD ve uzantısı olan SDG her ne kadar direnç gösterse de Ahmed Şara’nın kararlı tutumu sayesinde bu tür birleşmelerin önü alınmış oldu. Suriyelilerin gönüllü geri dönüşü başladı. Bu geri dönüşlerin hızlanması hem Türkiye’nin iç huzuru hem de Suriye’nin normalleşmesi açısından önemli” ifadelerini kullandı.

Avrupa Birliği ile ilişkilerde Türkiye’nin tam üyelik hedefini koruduğunu belirten Erdoğan, “Bir gün bile beklenmemeli. Stratejik ve vizyoner bir yaklaşımla bakıldığında Türkiye’yi engelleyecek hiçbir neden yok. AB için köprüden önce son çıkış Türkiye’dir. Avrupa, bu fırsatı kaçırmamalı” dedi. Türkiye’nin genç ve dinamik nüfusunun, çözüm odaklı yaklaşımının Avrupa’nın karşılaştığı krizlerde kilit rol oynayabileceğini söyledi.

Gazze’de devam eden katliama da dikkat çeken Cumhurbaşkanı, İsrail'in soykırım niteliğindeki saldırılarına sert sözlerle tepki gösterdi. “Gazze halkı teslim olmadı, olmayacak. İsrail gözü dönmüş bir canavar gibi her yere saldırıyor ve bu hırsının kurbanı olacak” ifadelerini kullandı. Sağlık Bakanlığı’nın son 24 saatte 18 kişinin açlıktan öldüğünü açıklamasına dikkat çeken Erdoğan, "Artık ambulans sirenleri bombalar için değil, açlıktan ölen çocuklar için çalıyor" dedi.

Ateşkes müzakerelerinde üç ana başlık olduğunu belirtti: İsrail askerlerinin geri çekileceği bölgeler, gıda yardımlarının dağıtımı ve rehinelerin ardından ateşkesin kalıcılığına dair taahhüt. “Eğer İsrail, 60 gün sonra yeniden saldıracaksa Hamas bu ateşkesi neden kabul etsin? Bu ölüm zamanını seçmekten başka bir şey olmaz” diyerek müzakerelerin kritik aşamasında olunduğunu ifade etti. Türkiye, bu süreçte Katar, Mısır ve ABD ile koordineli şekilde hareket etmeyi sürdürüyor.

Zengezur Koridoru’nun stratejik önemi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, “Bu hat sadece Azerbaycan ve Türkiye için değil, bölgedeki tüm ülkeler için ekonomik fırsattır. Bir çatışma değil, iş birliği zemini olmalı. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile sürekli temas hâlindeyiz. Bu hattı barış ve kalkınma hattı olarak birlikte açacağız” dedi.

İç siyasette, özellikle imam hatip liselerine yönelik tartışmalara da tepki gösteren Erdoğan, LGS birincileri üzerinden yürütülen karalama kampanyasını “ahlaksızlık ve müfterilik” olarak niteledi. “12 yaşındaki çocuklara iftira atanlar müfteridir. Bu yavrular bileklerinin ve zihinlerinin hakkıyla başarılı oldu. Onları hedef göstermek büyük bir terbiyesizliktir” ifadelerini kullandı. Sınav güvenliği konusunda Türkiye’nin örnek bir ülke olduğunu hatırlatan Erdoğan, “Eğer zerre kadar haysiyetiniz varsa bu çocuklardan özür dileyin” dedi.

Gazze’de Tutulan İsrail Esiri: "Netanyahu Bizi Unuttu"
Gazze’de Tutulan İsrail Esiri: "Netanyahu Bizi Unuttu"
İçeriği Görüntüle

Nüfus artış hızındaki gerilemeye karşı başlatılan “Aile ve Nüfus 10 Yılı” projesine de değinen Cumhurbaşkanı, bu meselenin sadece demografi değil, bir “stratejik güvenlik” meselesi olduğunu söyledi. “Doğurganlık hızı 1,5’in altına düştü. Bu hayra alamet değil. Aile Bakanımız Mahinur Özdemir Göktaş’a bu konuda kapsamlı bir eylem planı hazırlama talimatı verdim. Sadece maddi değil, kültürel ve sosyal teşviklerle nüfus artışını yeniden canlandırmak istiyoruz” dedi. Ayrıca memurlar için tanınan yarı zamanlı çalışma hakkı gibi uygulamaların artarak devam edeceğini belirtti.

Son olarak Türkiye’nin iç ve dış politikasındaki temel eksenleri özetleyen Erdoğan, “İç cephemizi güçlendirirken, dışarıda da barış ve istikrar için çalışıyoruz. Terör belasının Türkiye’ye maliyeti 2 trilyon doları aştı. Bu kaynaklar artık terörle mücadeleye değil, teknolojiye, üretime, emekliye, çiftçiye aktarılacak. Böylece hem terör zemin bulamayacak hem kalkınma hızlanacak” dedi.