Son yıllarda Avrupa'da Müslümanlara yönelik düşmanlık, yasa ve kısıtlamalarla giderek artıyor. Demokrasi ve özgürlük nutukları atan Batı, konu Müslümanlara gelince evrensel değerlerini hızla unutuyor.
Özellikle Fransa, başörtüsünü hedef alan yeni yasak talepleriyle dikkat çekiyor. Fransa İçişleri Bakanı Bruno Retailleau, üniversitelerde başörtüsü yasağı istediğini açıkça dile getirerek, "Klasik Müslüman inancına uymayan bir İslamcılığın olduğunu çok iyi görüyorum," ifadelerini kullandı. Retailleau, İslam’a yönelik bu sert çıkışıyla Müslümanları ayrıştırmayı sürdürdü.
Bu tür ayrımcı politikalar sadece başörtüsüyle sınırlı değil. Avrupa genelinde Müslümanlar fişleniyor, sakallı erkekler sürekli izleniyor ve Müslüman kadınlar başörtüsü taktığı için işlerinden oluyor. Polis koruması altında Kur'an-ı Kerim'e yapılan saldırılar ifade özgürlüğü olarak savunulurken, camilerdeki ibadetler terör faaliyeti gibi gösteriliyor.
Ancak tüm bu düşmanlıklara rağmen, İslam inancına yöneliş Avrupa’da hız kesmiyor. Gazze’deki direnişin Batı’nın çifte standartlarını açığa çıkarması, İslam’a olan ilgiyi artırıyor. Her gün binlerce Avrupalı Müslüman olarak huzuru bulduklarını ifade ediyor.
Batı liderlerinin derin endişelerine rağmen, bu dönüşümün önünde hiçbir engel duramıyor.