Bu düzenleme kapsamında, binaların "Neredeyse Sıfır Enerjili Binalar" konseptine geçişi sağlandı.
1 Ocak itibarıyla yürürlüğe giren zorunluluk ile 5 bin metrekareden büyük tüm binaların enerji performans sınıfı en az "B" olacak şekilde inşa edilmesi ve kullanılan enerjinin en az %5'inin güneş paneli, rüzgar enerjisi, ısı pompası gibi yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılanması gerekiyor. Bu çerçevede, 1400 büyük binanın nSEB şartlarına uygun projelendirilerek ruhsat alındığı belirtiliyor.
Bu yeni binalar, enerji verimliliği açısından normal binalara göre yaklaşık %25 daha etkin tasarlandı. Tamamlanmış haldeki bu binaların nSEB koşullarında projelendirilmesi, yılda 24 gigawatt saat enerji israfının önüne geçilmesini sağlayacak. Bu uygulama sayesinde Türkiye'nin enerji faturasında yıllık 9,5 milyon liralık tasarruf elde edilmesi hedefleniyor.
2025 yılından itibaren ise 2 bin metrekare üzeri tüm binalara bu uygulamanın yaygınlaştırılması ve kullanılan enerjinin en az %10'unun yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması zorunlu hale gelecek. Ayrıca, Türkiye'nin "2053 net sıfır emisyon" hedefine ulaşabilmesi için 2030'dan itibaren daha büyük iyileştirmeler yapılması ve metrekare sınırlaması olmaksızın tüm binalar için zorunluluk getirilmesi planlanmaktadır.
Bu uygulama, Türkiye'nin sürdürülebilir enerji politikaları ve çevre koruma hedefleri doğrultusunda atılan önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Sıfır Enerjili Binaların yaygınlaştırılmasıyla birlikte ülkenin enerji verimliliği artacak ve fosil yakıt kullanımının azaltılması sağlanacak.
Gelecekte, enerji tasarrufu ve yenilenebilir enerji kullanımının daha da teşvik edilmesi planlanıyor. Bu kapsamda, 2053 yılına kadar Türkiye'nin net sıfır emisyon hedefine ulaşılması için önemli adımlar atılacak. 2030'dan itibaren ikinci aşamaya geçilerek, asgari enerji performansı sınıfında ve yenilenebilir enerji kullanım oranında daha büyük iyileştirmeler yapılacak. Metrekare sınırlaması olmadan tüm binaların bu uygulamaya tabi olmasıyla enerji verimliliği daha da artacak.
Bu gelişmeler, Türkiye'nin çevre dostu ve sürdürülebilir bir enerji geleceği için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Sıfır Enerjili Binaların yaygınlaşmasıyla enerji kaynaklarının verimli kullanımı sağlanacak ve çevresel etkilerin azaltılmasına katkıda bulunulacak. Ayrıca, enerji faturalarında tasarruf sağlanması ve enerji bağımsızlığının artması gibi ekonomik ve stratejik faydalar da elde edilecek.
Türkiye'nin sürdürülebilir enerji alanında bu tür adımlarını sürdürmesi, uluslararası çevre standartlarına uyum sağlaması ve iklim değişikliği ile mücadeleye aktif olarak katkı sağlaması bekleniyor. Böylece, enerji sektöründe dönüşümün hızlanması ve çevre dostu bir geleceğin inşası için önemli bir yol haritası çiziliyor.
