Tasavvufun öncü isimlerinden Bahâüddîn Nakşibend Hazretleri, bir gün kendisine yöneltilen anlamlı bir soruya verdiği cevapla, namazın ruhunu derinleştirmek isteyen gönüllere ışık tuttu. Bir kişi, Hazret’e namazda huşû haline nasıl ulaşabileceğini sordu. Bahâüddîn Nakşibend Hazretleri ise bu soruya kısa ama özlü bir cevap verdi:
“Dört şeyle…”
Ardından, namazı kalp huzuruyla eda etmenin sırrını şu dört maddede özetledi:
-
Helâl lokma ile beslenmek:
Kalbe giren her lokmanın etkisinin namaza da yansıdığını belirten bu tavsiye, haram ve şüpheli gıdalardan sakınmanın ruhu arındırmadaki rolünü vurguluyor. -
Abdestte gafletten sakınmak:
Abdestin sadece beden temizliği değil, aynı zamanda kalbin hazırlanışı olduğunu belirten Hazret, bu aşamada da huşûya niyet edilmesi gerektiğini ifade eder. -
İlk tekbîri alırken kendini huzûr-i ilâhîde bilmek:
Namaza “Allahu Ekber” diyerek başlandığında, kulun kendisini doğrudan Allah’ın huzurunda hissetmesi gerektiğine dikkat çeker. Bu bilinçle kılınan namaz, şekilden öze doğru yol alır. -
Namaz dışında da Allah’ı unutmamak:
Namaz, sadece belirli vakitlerde değil, tüm hayat boyunca Allah’la beraber olmanın bir tezahürüdür. Gündelik hayatta da zikir hâlinde olmak, namazdaki huşûyu besler.
Bahâüddîn Nakşibend Hazretleri’nin bu dört altın öğüdü, yalnızca ibadet kalitesini artırmakla kalmıyor; aynı zamanda bir müminin hayatına yön veren temel ölçüleri de hatırlatıyor. Manevî bir derinlik arayışında olanlar için bu sözler, yüzyıllar sonra bile yol gösterici olmayı sürdürüyor.