Faydalı Bilgiler

Kabirde İlk Gece Neler Olur? Kabirde Sorulacak Sorular.

Kabirde sorgu sual nasıl olacak?

Abone Ol

Bu cihan dershânesinde kulluk imtihanına tâbî tutulan her insan, sayısız nefeslerini tamamladıktan sonra gireceği kabrinde, mutlaka hesap vermek üzere sorgulanacaktır. Kabre girmeyip ateşte yanmış, suda boğulmuş veya vahşi doğada yemiş kişiler dahil olmak üzere, berzah âlemine ulaşıp hesaba çekilmekten kaçamayacaklardır.

Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

“Mü’min, kabrinde (hesâba çekilmek üzere) oturtulduğunda, ona melekler gelir. Sonra o mü’min, Allah’tan başka hiçbir ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allâh’ın Resûlü olduğuna şehâdet eder. İşte bu hâl, Cenâb-ı Hakk’ın şu kavl-i şerîfinde bahsedilen durumdur:

«Allah Teâlâ sağlam sözle îmân edenleri hem dünya hayatında hem de âhirette sapasağlam tutar. Zâlimleri ise Allah Teâlâ saptırır. Allah dilediğini yapar!» (İbrahim, 27)” (Buhârî, Cenâiz 87, Tefsîr 14/2)

KABİRDE SORGU-SUAL

Hazret-i Esma şöyle ifade eder:

"Resûlullah bir seferinde hutbe verirken, kabirde karşılaşacakları hesap ve sualleri ayrıntılarıyla anlattı. Resûl-i Ekrem Efendimiz, kabir ahvâlini bu kadar ayrıntılı bir şekilde açıkladığında, Müslümanlar büyük bir feryat yükselttiler ve birlikte yüksek sesle ağlamaya başladılar." (Buhârî, Cenâiz, 87)

Peygamber Efendimiz'in kabir ahvâli hakkında ayrıntılı bilgi verdiği şu nebevî ifadeler de önemlidir:

Hazret-i Enes'in naklettiğine göre Nebiyy-i Ekrem Efendimiz şöyle buyurdu:

"Kişi kabrine yerleştirildiğinde, yakınları geri dönerken (bu esnada kabirdeki cenaze, dönüp gidenlerin ayak seslerini duyar), iki melek yanına gelir. Sana:

'Muhammed diye bilinen kişi hakkında ne söylüyordun?' diye sorarlar. Mü'min kişi şöyle der:

'Şehâdet ederim ki O, Allah'ın kulu ve Resûlü'dür!' İşte bu sözleri verir. Buna cevaben şöyle denir:

'Cehennem'deki yerine bak! Allah senin için Cennet'teki bir mekânla değiştirdi.' [1] (Kişi bakar ve) her ikisini de görür.

Katâde der ki: 'Bize rivayet edilen şu bilgiye göre, ona kabri yetmiş zira genişletilir ve nimetlerle dolup taşar. Diriliş gününe kadar böyle lütuf ve ihsanlar içinde bulunur.'" (Müslim, Cennet, 70)

Ancak eğer ölen kişi kâfir veya münafık ise, (meleklerin sorusuna) şöyle cevap verir:

'Bilmiyorum. İnsanlar ne diyorsa, ben de onlar gibi söylüyordum!' Kendisine şu yanıt verilir:

'Öğrenmedin, anlamadın, bir bilenin yolunda gitmedin!' Sonra, bir demir çekiçle başına vurulur. Bu darbe o kadar acı verir ki, çığlık atar, sesi insan ve cinlerin yanı sıra etrafındaki her şey tarafından işitilir." (Buhârî, Cenâiz, 68, 87; Müslim, Cennet, 70; Ebû Dâvûd, Cenâiz, 78/3231; Nesâi, Cenâiz, 110; Tirmizî, Cenâiz, 70/1071)

KABİRDE SORULACAK SORULAR

Diğer bir rivâyette, gelen bu iki meleğin renklerinin simsiyah, gözlerinin gök mavisi, isimlerinin de Münker ve Nekîr olduğu ifâde buyrulmuştur. Yine bir başka hadîs-i şerîfte de Resûlullah Efendimiz şöyle buyurmuşlardır: “Meyyit mezara konulur. Sâlih bir zât ise kabrinde endişesiz ve korkusuz bir şekilde oturtulur ve:

«–Sen hangi dinde idin?» diye sorulur. O:

«–Ben İslâm dîninde idim.» diye cevap verir. Sonra:

«‒Şu zât kimdir?» diye (Resûlullah hakkındaki îtikādı ve kanaati) sorulur. O da:

«–Muhammed Allâh’ın Resûlü’dür. O, bize Allah katından apaçık deliller getirdi. Biz de O’nu tasdik ettik.» diye cevap verir. Daha sonra:

«–Sen Allah Teâlâ’yı gördün mü?» diye sorulur. O da:

«–Hiç kimse Allah Teâlâ’yı (dünyada) göremez!» diye cevap verir. Daha sonra onun için Cehennem tarafına bir pencere açılır. Ölü ona bakarak Cehennem alevlerinin (şiddetli hararet ve sıkışıklık sebebiyle) birbirini kırıp geçirdiğini görür. Ona:

«–Allah Teâlâ’nın seni koruduğu ateşe bak!» denilir. Sonra onun için Cennet tarafına bir pencere açılır. Cennet’in süslerine ve nîmetlerine bakmaya başlar. Kendisine:

«–İşte bu güzel yer, senin makâmındır.» denildikten sonra:

«–Sen (dünyada) yakînî îmân üzere idin, bu sağlam îmân üzere öldün ve (kıyâmet günü) inşâallah bu îmân üzere diriltileceksin.» denilir.[2] Kötü kişi de dehşet ve korku içinde mezarında oturtulur ve kendisine:

«–Sen hangi dinde idin?» diye sorulur.

«–Bilmiyorum.» diye cevap verir. Sonra:

«–Şu zât kimdir?» diye (Resûlullah hakkındaki îtikādı ve kanaati) sorulur. O da:

«–İnsanlar O’nun hakkında bir şeyler söylüyorlardı, ben de onu söyledim.» der. (Yani dînî konularla pek alâkası olmadığını, kalabalığa uyup insanları körü körüne taklit ettiğini dile getirir.) Cennet tarafına bir pencere açılır. Cennet’in süslerine ve nîmetlerine bakmaya başlar. Kendisine:

«–(Îmân etmediğin için) Allâh’ın senden uzaklaştırdığı Cennet’e bak!» denilir. Daha sonra onun için Cehennem tarafına bir pencere açılır. Oraya bakar, alevlerin birbirini kırıp geçirdiğini görür. Ona:

«–İşte bu, senin yerindir. (İslâm hakkında) şüphe üzere yaşadın, şüphe üzere öldün ve inşâallâh, (kıyâmet gününde) şüphe üzere diriltileceksin!» denilir.” (İbn-i Mâce, Zühd, 32. Ayrıca bkz. Buhârî, Cenâiz, 68, 87; Müslim, Cennet, 70) Diğer bir hadîs-i şerîfte de, vefât eden kimseye, şayet Cennet ehlinden ise Cennet ehlinin makamlarından bir makam, Cehennem ehlinden ise Cehennem’in hücrelerinden birinin gösterileceği ve kendisine şöyle denileceği haber verilmiştir:

“Burası senin (müstakbel ve ebedî) durağındır. Kıyâmet günü Allah seni buraya gönderecektir.” (Buhârî, Cenâiz 90)

“…Yeniden diriltilip oraya varıncaya kadar bu şekilde makâmı kendisine gösterilir.” (Buhârî, Rikāk, 42)

Yine Fahr-i Kâinât Efendimiz, insanların kabirlerinde îman imtihanına tâbî tutulacağını ve kendilerine bazı sualler sorulacağını haber vermiş ve “Bana, sizin kabirde Deccâl fitnesi gibi (veya) ona yakın büyüklükte bir imtihana tâbî tutulacağınız vahyedildi.” buyurmuşlardır. (Buhârî, Vudû’, 37)