Çatışmalar sırasında İsrail güçlerinin gerçek mühimmat, göz yaşartıcı gaz ve ses bombaları kullandığı da doğrulandı. Associated Press'in haberine göre, maskeli zanlıların İsrail güçlerine taş atması sonucunda paramiliter sınır polis biriminin bir üyesi ateş açmış ve bir kişi vurulmuştu. Ayrıca patlayıcılara karşılık askerlerin bir şüpheliyi vurarak etkisiz hale getirdiği belirtiliyor.
Filistin Kızılayı'na göre, aynı gün işgal altındaki Batı Şeria'nın Nablus vilayetinde ikinci bir silahlı saldırı düzenlendi ve bir kişi öldü, bir kişi ağır yaralandı. İsrail ordusu, bu saldırıda bir araca ateş açıldığını doğruladı.
Tüm bu olaylar, işgal altındaki Batı Şeria'da ve Doğu Kudüs'te 2023'ün başından bu yana İsrail'in açtığı ateş sonucu 150'den fazla Filistinlinin hayatını kaybetmesine neden olmuş durumda. İşgalci İsrail ordusunun Filistin topraklarına yönelik baskınları, aşırı sağcı hükümetin iktidara gelmesiyle birlikte artış gösterdi ve durumun daha da gerilimli hale gelmesine sebep oldu.
Ölen gencin ailesi, saldırıda hedef alınmadıklarını ve araba kullanırken pusuya düşürüldüklerini dile getirirken, Filistin medyası ise olayların ardındaki nedenleri ve ayrıntıları belirlemeye çalışıyor.
Ummü Safa'daki evlerin ve mülklerin yakılması gibi olaylar, uluslararası medya ve Birleşmiş Milletler insan hakları sorumlusu Volker Türk tarafından endişeyle karşılanıyor. Muhalefet lideri Yair Lapid, şiddetin kabul edilemez olduğunu vurgulayarak Başbakan Netanyahu'nun olaya sert bir tepki göstermesi gerektiğini belirtiyor.
Ancak şiddetin devam etmesi, İsraillileri ve Filistinlileri daha da derin bir uçuruma sürükleyerek zorlayıcı bir sorun olarak kalıyor. Bu tür olaylar, bölgedeki gerilimi artıran kışkırtıcı söylem ve politikalarla birleştiğinde daha da tehlikeli hale geliyor.